Emekli olduktan sonra 15 yıl önce hobi olarak başladığı ebru sanatında ustalaşan Arslan, renklerin suda dansı olarak nitelendirdiği ebru sanatı sevgisini insanlara aşılayarak bu sanatı gelecek nesillere taşıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nda denetçi (murakıp) olarak 25 yıl görev alan Yusuf Arslan, emekli olduktan sonra hobi olarak ebru sanatına ilgi duydu. Halk Eğitim Merkezi'nde ebru kurslarına katılan Arslan, kendini geliştirerek usta öğretici oldu. Aydın Gençlik Merkezi'nde ebru sanatına ilgi duyan gençlere eğitim vermeye başlayan Arslan, Erasmus Programı kapsamında Aydın'da bulunan yabancı öğrencilere de Türk kültürünün sanata bir yansıması olan ebru sanatını öğretti. Daha sonra kentin ilk ve tek ebru sanatı atölyesini açarak çalışmalarına kendi atölyesinde devam ettiren Arslan, ebru sanatını yaşatıp gelecek nesillere aktarmayı sürdürüyor.

RENKLERİN SUDA DANSI

Yeni Asır'a atölyesinin kapılarını açan Yusuf Arslan, 'Ebru'nun Türklere özgü çok değerli bir sanat dalı olduğunu söyledi. Ebru sanatının incelikleri hakkında bilgiler veren Arslan, "Ebru sanatının varlığı yüzyıllar öncesine dayanıyor. Bu sanatı renklerin suda dansı olarak nitelendirebiliriz. Özel olarak hazırlanmış su üzerine, fırça darbeleri ve yardımcı aletlerle yapılan desenlerin kağıt üzerine aktarılmasıyla ebru sanatı ortaya çıkıyor. İnsanın doğasına uygun bir sanattır ebru. Tüm malzemeleri elle yapılır, boyalara sığır ödü katılır. Bu öd, boyaları parçalar ve boyaların suyun altında kalmasını sağlar. Suyun üstünde oluşan renklerde kağıtta desenler oluşturur" dedi.

TÜRKLERİN YÜZ AKI

Ebru sanatının "Türklerin yüz akı" olduğunu dile getiren Arslan, şunları söyledi: "Unesco'nun Dünya kültür mirasına dahil edilmiş tek Türk sanatıdır ebrudur. Tıpkı yoğurt, kebap, lokum gibi ebru da bize ait bir sanattır. Halk sanatı olan ebru yetenek gerektirmez ama yeteneği geliştirir. Resimde olduğu gibi günlerce uğraşmazsınız 15 dakikada bir ebru eserinin ortaya çıkartabilirsiniz. Elimden geldiğince ebru sanatını yerli ve yabancı kursiyerlerime öğreterek yaşatmaya çalışıyorum. Özellikle yabancılar Türklere ait bu özel bir sanat dalına daha hürmetle bakıyor. Türkler olarak bizler bu sanat dalımıza gereken değeri vermiyoruz."

ÜÇÜNCÜ SERGİSİNİ ACACAK

Ebru eserlerinden oluşan kişisel iki sergi açtığını ifade eden Arslan, "Şuana kadar 100'den fazla kişiye ebru sanatını öğrettim. Sadece lale figüründen şimdiye kadar 50 bin tane yapmışımdır. 200'ye yakın çerçeveli ebru eserimi kişisel sergilerde beğeniye sunuyorum. Çalışmalarımı ticari kaygılardan uzak gerçekleştiriyorum. Fakat beğenilen eserlerimi almak isteyenler olursa veriyorum. Atölyemde kravat, şal, fular da üretiyorum. Bu yıl üçüncü kişisel sergimi de açacağım" diye konuştu.