Efeler İlçe merkezinin kuzeyinde, Kestane dağlarının hemen güney yamacındaki plato üzerinde yer alan Tralleis, Argoslular ve Tralleis'liler tarafından kurulmuştur. Menderes havzasının verimli toprakları üzerine kurulmuş olan bu kent M.Ö. 334'te İskender tarafından alınmasından sonra Hellenistik krallıklar arasında sık sık el değiştirmiştir.

KENT GÜN IŞIĞINA ÇIKARTILIYOR

Tralleis'te bugün ayakta kalan tek yapı "Üç Gözler" olarak adlandırılan 2. asırda yapılmış olan, antik çağın eğitim, spor ve kültür açısından önde gelen yapılarından olan gymnasiuma ait kalıntıdır. Roma dönemine ait bir hamam, tiyatro, agora, stadium kentin diğer yapılarındandır. Devam eden kazılarla da kentin toprak altında kalmış kısımları ortaya çıkarılmaktadır. İlkçağda ürettiği deriler ve kırmızı renkli çanak çömlek ile ünlü olan kent, Apollonios ve Tauriskos isimli iki büyük yontu ustasını ve Ayasofya'ın mimarlarından Anthemios'u da yetiştirmiştir. Heykel sanatının dünyaca ünlü iki heykeli olan Farnese Boğazı ve Genç Atlet isimli heykeller de Tralleis'in gün yüzüne çıkan harikalarındandır.

DEPREMDE BÜYÜK ZARAR GÖRMÜŞ

Her ne kadar Tralleis'in tarihi Kalkolitik çağa kadar uzansa da Heredotos ve Thukydides'in yapıtlarında adı hiç geçmemektedir. İlk kez Ksenophon tarafından yazılmış Anabasis ve Helenika'da adı geçen Tralleis, Geç Arkaik ve Erken Klasik dönemlerde önce Genç Kyros'a bağlı Pers Satraplığı denetiminde, sonra Perslere bağlı Karia Satraplığı yönetimindeydi. Roma İmparatorluğuna bağlandıktan sonra kültürel verimliliğini aynı hızla sürdüremeyen Tralleis, Pontus Kralı Mithradates'in savaşçı girişimlerine katılmış ve bunun cezasını beş yıl ağır vergi ödeyerek görmüştür. Yeniden Pompeius, Caesar ve M.Antonius zamanlarında gelişip parlayan Tralleis'in öneminin artışında Nysa kökenli yazar Pythodoros'un rolü olmuştur. M.Ö. 27-24 yılları arasında yaşanan büyük depremde zarar gören kent Augustus'un yardımlarıyla toparlanarak bu dönemden itibaren Caesarea adını almıştır. Cladius ve Caligula dönemlerinde Tralleis'te en güzel orijinal ve kopya yontu örnekleri verilmiştir. Bizans egemenliği altındayken önemli bir piskoposluk merkezi olan şehir 13. Yüzyılda Selçukluların eline geçti. Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kent, antik çağdaki öneminden çok şeyler yitirmiştir. Bugün Tralleisten günümüze kalan tek yapı, M.Ö. 3. yüzyıla tarihlenen gymnasiona ait tonozlu kalıntıdır.

ÜCRETSİZ GİRİŞ

Tralleis antik kenti ziyaret etmek istediğimizde girişte herhangi bir ücret ödenmiyor. Tralleis Antik Kenti'ne saat 17:00'a kadar izin var, ancak biraz terkedilmiş durumda. Saat 17:00 gibi motorlu bir görevli içeride dolaşıp insanları dışarı çıkarmaya çalışıyor. Küçük çocuklar kendi halinde Tralleis'in duvarlarına tırmanmaya çalışıyor. Antik kentin çoğu askeri bölgenin sınırları dahilinde. Bu nedenle her yeri gezemiyoruz ve sadece Üç Gözler adı verilen yapıyı görebiliyoruz.