"TASARRUFUN, BARIŞIN VE DAYANIŞMANIN SEMBOLÜDÜR"
Sevim Cengizkan; "Uzun yıllar önce, günlük hayatın bir zorunluluğu olarak, yoksulluğa karşı doğduğu söylenir. Savaş ve yokluk zamanlarında önce ufak parça kumaşların birleştirilmesiyle yapılan örtüler, daha sonra, yamadan sanata uzanan bir gelişim süreci izlemiştir. Emek ve zaman isteyen bir iştir. Yokluktan ve ihtiyaçtan doğduğu kabul edilir. Becerikli ellerde, ait oldukları kültürlerin geleneksel motiflerine farklı yorumlar katılmasıyla ilgi çeken işlere dönüşen kırkyama sabır, sevgi, emek ve göz nuru ile üretilir. Bugünkü şekliyle kırkyama sanatının 1600’lerin başında Hindistan’dan İngiltere’ye gelen kumaşların çok pahalı olmaları nedeniyle artık parçalarının ziyan edilmediği ve kırkyama tekniği ile birleştirilerek üretilen örtülerle ortaya çıktığı, en eski kırkyama örtünün ise 1708 yılında kuzey İngiltere’de yapıldığı söylenir. Öte yandan, kırkyamaya ait ilk izlerin M.Ö. 100 ile M.S. 100 yılları arasına gittiği ve İskitlere ait kabile reisleri mezarlarında ilk örneklerine rastlandığı iddia edilir. İpek yolu ile Avrupa’ya oradan da Amerika’ya yayılan bu sanatın Anadolu’daki kökleri ise Selçuklular dönemine dayanır. Yüzyılın başında ortaya çıkan Kübizm akımı ile kırkyama işleri arasında bir etkileşim olduğu söylenebilir. Doğasındaki tasarruf anlayışı ile barışın ve dayanışmanın sembolü sayılır. Günümüzde ise kırkyama faydaya dayalı kullanımıyla birlikte bir sanat eseri olarak da üretilmektedir. Artık kırkyama için özel kumaşlar dokunmaktadır. Çok çeşitli malzemeler kırkyamaya yeni biçimler kazandırmıştır. Kırkyama ile ilgili kurslar düzenlenmekte, dergi ve kitaplar yayınlanmaktadır. Kırkyama ustası olarak seçkinleşen sanatçılar doğmuştur. Bugün artık genişleyen yelpazesiyle küçük bir endüstriye dönüşmüştür" dedi.
