Aylan bebeğin acısının hala yüreklerden dinmediğine işaret eden Erim, “Dünya’daki barış ve huzura yönelik en büyük tehditlerden biri ırkçı, ayrımcı ve İslam karşıtı eğilimlerdeki yükseliştir. Müslümanlar, ayrımcılığa maruz kalanlar arasında ilk sırada yer almaktadır. Savaştan kaçan göçmenlerin simgesi haline gelen Aylan bebeğin acısı hala yüreklerden dinmemiştir. Başta Birleşmiş Milletler ve tüm Sivil Toplum Örgütleri bu duruma sessiz kalmaktadır. Türkiye, iç ve dış tehditlere rağmen, muasır medeniyetler seviyesine doğru ilerlerken, dünyadaki mazlumların sesi olmayı da başarmıştır. Bugün Arakan'dan Filistin'e, Keşmir'den Suriye'ye, Dünya’nın bir çok yerinde mazlum ve mağdurların umudu olduysak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği sayesindedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki ‘Dünya Beşten Büyüktür’ ifadesi, dünya mazlumlarının duygu ve düşüncelerinin haykırışıdır” ifadelerini kullandı.
“VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Erim açıklamasının devamında, şunları kaydetti: “Bizler Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye öğüdü olan; ‘Ey oğul! İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ sözünü benimsemiş bir milletiz. Ülke olarak, devletimiz ve milletimizle, kökenleri, inançları veya fikirleri ne olursa olsun tüm vatandaşlarına eşit davranan; bireysel, siyasi ve kültürel farklılıkları zenginlik olarak gören bir devlet anlayışı ile, kendi toprakları içinde olduğu gibi, bölgemizde ve dünyada huzurun, istikrarın, güvenin tesisi için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”
“DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ’NÜ KUTLUYORUM”
“Barış içinde kardeşçe yaşanan bir dünya diliyorum” diyen Erim, “Bu vesileyle Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin kabul edilişinin 71. yıl dönümünde, milletimizin ve tüm insanların Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutluyorum. Din, dil, ırk ve cinsiyet ayırımı gözetilmeksizin, insanlığın dünya nimetlerinden eşit olarak yararlandığı, tüm insanların barış içinde kardeşçe yaşadığı bir dünya diliyorum” diye konuştu.
