Meclis gündemi kapandıktan sonra çömlekçiler konusundaki değerlendirmelere geçildi. Söz alan Meclis üyesi Muammer Yıldız, “Çalışma saati diye bir şey belirlensin demedim. Saatte fırın yakma saatlerinden bahsettim. Ayrıca sadece benim adımın zikredilmesi yanlış. Hala işin bilincinde değiliz. Bu sözlerinizden sonra sanki ben seramikçilerle düşmanmışım gibi algılanıyor. Böyle bir şey yok. Burası Karacasu meclisi. Burada konuşulmayacak da nerede konuşulacak? Bardakçılar fırını yaktığı zaman dumanlar evin üstüne geliyor. Sabah herhangi bir sıkıntı yok. Fırınların üstünde tenekeler kapalı. Böyle olunca duman yukarı çıkacağına yanlara geliyor. İş yerlerine çalışma ruhsatı veren belediyedir. Burada düzenleme yapması gereken Karacasu Belediyesidir. Karacasu belediyesi bizi birileriyle düşman gösterip sıyrılamaz. Çalışma saatleri değil fırınları yakma saati belirlensin. Hala bunu anlatamıyoruz. Biz dargın değiliz. Sabah yak akşam yakma dediğimizde konuşulmuyor. Erol Alaca’nın kernesinin ruhsatı ne zaman alındı, buna bakmak lazım. Biz sadece akşam saatlerinde yakmasınlar diyoruz” dedi.

“HERKESİN HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ VAR


Geçen mecliste araştırma yapması kararlaştırılan Nail Kurt’a söz verildi. Kurt, hatanın 20 yıl önceki belediye meclisinde olduğunu ifade ederken, “Demokratik hukuk devletinde herkesin hak arama özgürlüğü vardır. Haksızdır ama hak arama özgürlüğünü sonuna kadar desteklemeliyiz. Kimse hak aradığı için yadırganamaz ayıplanamaz. Ben meclisin şahsımı bu konuda elçi tayin etmesi üzerine çömlekçilerle gittim görüştüm. Kafamda bir şeyler oluştu. Temeli sağlam olsun diye belediyeden yazışmaları istedim. Ama belediye ne hikmetse bunları vermedi. Sadece yakıt saatleri doğru mu değil mi kısıtlama olmalı mı olmamalı mı buna bak dediler. Bunu yadırgadığımı belirtiyorum. Muammer Hoca’nın temiz hava, temiz çevre konusunda haklı olduğunu düşünüyorum. Öte yandan burada bir ekmek davası var. Özelde Erol Alaca’nın 8-10 kişi çalıştırması, seri üretime geçmesi var. Bu dumanı bertaraf etme şansı yok. Ya testicileri kaldırıp atacağız ya da evleri. Bence asıl suçlu bu bölgeye oturma izni veren Karacasu Belediyesi ve o dönemin meclisi. Devlette devamlılık esastır. Bizim çözüm bulmamız gerekiyor. Çözüm getirirken kestirip atarsak bir tarafı mağdur edeceğiz. Erol Alaca’ya teşekkür etmemiz lazım. İstihdama katkı sunuyor, üretime katkı sunuyor. Fırını arka tarafa alması konusunda ben yıllık oturum ücretimi vermeyi teklif ediyorum. Ayrıca toprak öğütme tesisini kurabiliriz. Bu da çözüme katkı sunacaktır” dedi.

“TRİLYON VERSELER GİTMEM”


Çömlekçilerden Mehmet İlgili ise, “Burada Muammer Beyin anlayamadığı olay şu. Muammer Bey bu arsayı aldığı zaman bu arsa bardakçıların sanayi bölgesinde mi değil mi? Muammer Bey’den yıllar önce başka bir arkadaşın plan ve projesini ben çizdirdim. Bu arkadaş benim evim olsun ben hiçbir şikayette bulunmayacağım demiştir. Bardakçılığın saati olmaz. Muammer bey yılda bir ya da iki kez rahatsız olabilir. Söz vermişimdir müşteriye. Malın hemen yetişmesi gerekiyordur. Ben istisna dışında akşam fırın pişiren bilmiyorum. İkiniz de eteğinizdeki taşları dökseniz, barışsanız. Testi ocaklarına müdahale edebilecek bir belediye yönetimi Karacasu’ya gelmedi, gelmeyecek de. Afrodisias’ı kaldırma şansınız var mı? Benim iş yerime bir trilyon teklif etsen yine vermem. Bir tarihçesi var çünkü. İki de bir gündem yaratıp duracağınıza barışsanız olmuyor mu arkadaşım” dedi.

“BU SİYAH DUMAN BURADAN ÇIKACAK”


Zeki İnal ise, “İsterse Erol Alaca’nın ruhsatı olmasın, isterse kaçak çalışsın. Geçen hafta Karacasu bardağını, Karacasu testisini gitti Ankara’da tanıttı. Kültür Valıklarından gelen bir profesör elektrikli ocağa geçme düşüncemiz karşısında, ‘Bu siyah duman buradan çıkacak, bu baca tütecek dedi. Buranın özelliği bu. ‘Bu adam ya buna katlanacak, ya buradan gidecek’ dedi” ifadelerini kullandı. Seramikçi ve Cuma Mahallesi Muhtarı Yılmaz Donduran da, “Bizler gelip geçiciyiz ama testi ocakları baki kalacaktır. Biz toz duman diyeceğimize bu mesleği nasıl ileri götürebiliriz bunu düşünelim” dedi. Donduran ayrıca, “Çözüm çok basit. 20 sene önce 50 esnaf vardı. Şimdi 20 esnaf var. 10 sene sonra zaten burada esnaf kalmayacak” diyerek manidar bir mesaj verdi. Erol Alaca ise, “Benim fırınım 800 parça mal alıyor. Ben bunu ne zaman boşaltıp, doldurup sabah yakacağım? Ben 8-10 işçi çalıştırıyorum. Madem belediye bana yer göstersin ben gideyim oradan” dedi.