Aile şirketinin başına 'Genel Müdür' olarak geçtikten sonra şirket vizyonunu başka bir alana taşımak isteyen Alper, Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdi. Türkiye'nin ilk yerli, milli, entegre ve Endüstri 4.0 teknolojisine sahip sos üretim tesisini açan Alper, işletmesinde 101 çeşit sos üretiyor. Çam fıstığı, fesleğen, domates, biber, peynir, incirden sos üreten Alper, ürettiği sosları Türkiye'nin dört bir yanına gönderiyor. İç pazarın yanı sıra geçen ay Avusturalya'ya ilk ihracatını gerçekleştirerek Türkiye'nin 1 milyar doları bulan sos ithalatını önlemeyi hedefleyen Alper, girişimcilik başarısıyla iş dünyasına örnek oldu. Genç girişimci Alper, KOSGEB'in ihracata dönük hibe destekleri sayesinde de yoluna emin adımlarla ilerliyor. Aydın'ın Efeler ilçesinde yaşayan Kubilay Alper, İstanbul Koç Üniversitesi İngilizce İşletme Fakültesi'nden mezun olmasının ardından Kanada'da moleküler gastronomi üzerine eğitim aldı. Kentin tanınmış iş insanı Kemal Alper'in oğlu, uçucu yağ üretim tesisi kuran Kutluhan Alper'in kardeşi Kubilay Alper, aile şirketinin başına 'Genel Müdür' olarak geçti. Alper'in genel müdür olmasının ardından şirket, Türkiye'de ilk olan bir yatırımın öncüsü oldu. İki yıl önce Ovaeymir Mahallesi'ndeki bin 800 metre kapalı, 850 metre açık olan alanda sos üretim tesisi kuran Alper, girişimcilik ruhu ve azmiyle genç yaşta başarı merdivenlerini adeta koşarak çıkıyor.

"HAMMADDEYİ BİZ ÜRETİYORUZ"

Şirketin kurulma süreci hakkında bilgiler veren 26 yaşındaki Alper, "İki yıl önce yaptığımız araştırmalar neticesinde Türkiye'de 1 milyar dolar bir sos ithalatının olduğunu öğrendik. İthal markaların yer aldığı bu sektörün bizim için doğru bir sektör olduğunu düşündük. Tarım yeterliliği üst seviyede olan Aydın'da hammadde teminini uygun fiyattan bulmamız da bizim için bir avantaj oldu. Ülkemizin de bu alandaki ithalatı azaltmak ve üreteceğimiz ürünlerle ihracata katkı sağlamak için fabrikamızı kurduk. Türkiye'de var olabilecek, Aydın'ın ürünlerini ve potansiyel hammaddelerini kullanabileceğimiz, Türkiye için de hizmet verebileceğimiz 4,5 milyon liralık bir üretim tesisi inşa ettik. Şu anda işletmemizde 101 çeşit sos üretiyoruz. Aydın'ın yerel ürünleri olan incir, fesleğen, çam fıstığı, biberden sos ve sirke yapıyoruz. Şu anda günlük 16 ton civarında üretimimiz var. Bu, aylık 320 ton sos üretimine karşılık geliyor. Şu anda sos üretim hattımızda 4 gıda mühendisi istihdam ediyoruz ve tamamı kadın gıda mühendisleri aynı zamanda ve yenilikçi olma güdüsünü taşıyan takım arkadaşlarından oluşuyor. Bu bağlamda her daim genç istihdamı da tercih etme durumundayız. Şirket olarak şu anda tescilli 8 markamız var. Biz entegre sos üreticiyiz. Şişesini, hammaddesini kendi üreten, standardizasyonunu da makinelere bağlamış bir tesisiz. Pesto sos gibi üretimlerde firma olarak tek olmanın gururunu yaşıyoruz" dedi.

5 YILDA 25 ÜLKEYE İHRACAT

Geçtiğimiz ay şirketin ilk ihracatını, Sopho markasıyla içeriğinde Aydın'da üretilen çam fıstığı ve fesleğen 'Pesto Sos' olarak Avustralya'ya yaptıklarını belirten Alper, "Türkiye'nin dört bir yanına gönderdiğimiz ürünlerimizi yurt dışına ihraç ederek Aydın ve ülkemiz için katma değer oluşturmak istiyoruz. Bu anlamda Avusturalya'ya ilk ihracatımızı yaptık. Rusya, Almanya, Irak, İngiltere gibi ülkelerle görüşmelerimiz sürüyor. Komşu ülke ve adalara yayılacağız. Firma olarak önümüzdeki 3 yıl içerisinde 15, beş yıl içerisinde de 25 ülkeye ihracat gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Biz butik bir tesisten sanayileşmeye adım attık. Ancak doğal üretime bağlı kalmaya devam edeceğiz. Ülkemiz için üretmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

"HARDAL DA ÜRETECEĞİZ"

Sos ve sirkelerin yanı sıra hardal üretimi de yapacaklarını ifade eden Alper, "Yeni bir projeyle Aydın'da hardal üretimi de yapacağız. Bu bir ilk olacak. Fransa'nın Dijon bölgesinde üretilen 'Dijon Hardalı' tohumu Aydın'da da yetişebiliyor. Çine'de denemeleri yaptık. Numuneleri aldık. Çine'de sözleşmeli tarım yapacağız. Endüstriyel olarak yapımı fesleğen gibi değil yılda bir kere. Dijon hardalını Aydın’da üretip Türkiye'ye sunacağız. Bu üretim Aydın için de yeni bir değer olacak. Aydın için artık şunu ektik, bitirdik, kasayla sattık yaklaşımına bir son vermemiz lazım. Aydın bundan kurtulmalı. Aydın'daki tarımsal üretime dönük işletmelerden de bunları bekliyoruz. Biz Aydınlı üreticilerimizi firma olarak endüstriyel tarıma da teşvik etmek istiyoruz. Dünya'da bunun yararını ve örneklerini görüyoruz. Makineleşme demek standartların artması ve imkanların da gelişmesi demek" şeklinde konuştu.

"KOSGEB UFKUMUZU AÇTI"

Devletin yatırımcılara önemli destekler sağladığını dile getiren Alper, "Bu süreçte KOSGEB'den destek aldık. Devlet desteği çok önemli. Eylül ayında KOSGEB Aydın İl Müdürü Sadullah Dülger'in de yardımcı ve bize rehber olmasıyla birlikte 61 bin 500 Euro destek aldık. Bu aldığımız destek Endüstri 4.0 içindir. Bizim şu an 8 saatte 4 ton üretim kapasitemiz var. Tek vardiya çalıştığımız zaman günlük 4 ton üretimimiz söz konusudur. Yeni makinemizle beraber günlük 12 ton üretimimiz olacak. Biz de bu süreçte KOSGEB'in yanı sıra kendi bütçemizden de sisteme belirli destekler yaptık. Bu sayede de sistemlerimizi yeniledik ve şu anda sahip olacağımız makine dünyada sektörün bir iki dev firmasından başka kimse de yok. Yani açıkçası KOSGEB hem önümüzü hem de ufkumuzu açtı. Aldığımız bu destek sayesinde belirlediğimiz hedeflerimize daha emin adımlarla yürüyoruz. Bu anlamda herkesi devlet desteklerinden yararlanmaya davet ediyorum. Şu anda devletimiz, her türlü teşviklerin açık olduğu bir dönem başlattı. KOSGEB teşvik sağlamak için sürekli eğitimler veriyor. Kırsal Kalkınma Ajansı da gelin, teşvik alın diyor. Ekonomi, sanayi seferberliğimiz var. Gençlerin artık üretime geçmesi lazım. Üretimi hakkıyla yapmalıyız. Değer satmamız lazım. Marka ve değer üretmeliyiz. Ürünlerimizi markalaştırarak daha çok gelir oluşturmalıyız. Ürünlerimizi katma değere dönüştürdüğümüzde kazanan ülkemiz, milletimiz ve bizler olacağız" dedi.