Aydın Valiliği tarafından geçtiğimiz ay jeotermal sahaların ihaleye çıkarılacağı duyurusunun ardından bazı çevreciler ve bazı siyasiler tarafından yanlış yönlendirmelerle ortamın gereksizce gerildiğini söyleyen Kuyucak Belediye Başkanı AK Partili Metin Ertürk, enerji bağımlılığına dikkat çekerek hedeflerinin ortak paydada buluşarak zararların en aza indirgenmesi olduğunu ifade etti. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi belli çevreler tarafından bölgede bulunan jeotermalin incir ağaçlarına zarar verdiği algısının da oluşturulmaya çalışıldığını söyleyen Ertürk; “Bu algıyı oluşturmaya çalışanlar kimlere hizmet ettiklerinin farkında değiller. Onların bu tip mesnetsiz söylemleri üreticilerimizi olumsuz etkilemektedir. Ancak onlara inat, bu yıl görüldüğü gibi hem rekolte hem de kalite yönünden en verimli incir sezonu yaşanmaktadır. İncir ürününün kalitesini etkileyen en önemli faktör, bölgemizde akşamları deniz rüzgarının, sabahları poyraz rüzgarının esmesidir. Bu sene de incir için elverişli bu iklim şartları oluştuğundan, incirdeki kalite ve rekolte şu anda beklentilerimizin üzerindedir” dedi.

“JEOTERMALİN AVANTAJLARI VATANDAŞA İYİ ANLATILAMADI”

Jeotermal kaynağın ülkemiz enerji üretimi alanında önemine değinen Başkan Metin Ertürk, bu kaynağın çevreye zarar vermeden kullanılabileceğini belirtti. Jeotermal konusunda okunması gereken makale ve kitapları okuduğunu, yurt içi ve dışında birçok tesisi de gezdiğini söyleyen Kuyucak Belediye Başkanı Metin Ertürk, şunları kaydetti: "Jeotermal Belediyeler Birliğinde bir dönem görev yaptım ve İzlanda'da tesis incelemesi fırsatı buldum. Jeotermalin ülkemizdeki ve özellikle Aydın'daki en büyük sıkıntısı bir kesimin jeotermal zararlı deyip karşıyız demesi ve bir kesimin de jeotermal zararlı değil destekliyoruz demesi. Vatandaş neye veya kime inanacağını, gerçek gerekçelerini bilemiyor. Hangi taraf kendine çekerse oraya yöneliyor. Burada bir kesim dediğimiz grup içerisinde maalesef bazıları siyasi rant elde etmeye çalışıyor. İnsanlara jeotermali öcü gibi gösterip siyasi prim elde etmeye çalışıyor. Burada yatırımcıların da çok büyük hatası var. Özellikle Aydın bölgesindeki jeotermal elektrik santrali yatırımı yapan firmalar fincancı dükkanına giren fil gibiler. Yatırım yapacakları bölgede çevreyi duyarsızca tahrip ediyorlar.”

“ENERJİ MALİYETLERİNİ DÜŞÜRMEMİZ GEREKİYOR”

Jeotermalin ülkemizin önemli bir enerji kaynağı olduğunu söyleyen Ertürk, şöyle dedi: “Bu yenilenebilir enerji kaynağını iyi değerlendirmemiz lazım. Ülkemizin enerjiye, enerji üretimine ihtiyacı var. Enerji maliyetlerimizi aşağılara çekmemiz lazım ki sanayi ürünlerimizde dünya ile rekabet edebilelim. Ülkemizde düne kadar günde 3-4 saat elektrik kesintileri yapılıyordu, bunları unutmayalım. Avrupa ve Amerika, endüstriyel gelişimini, sanayi gelişimini sağlarken biz Türkiye'de elektrik kesintileriyle uğraşıyorduk. Elektrik kesintileri olursa, elektrik maliyetleri çok yüksek olursa nasıl yatırım yapacak sanayici? Bugün sanayicilerin en büyük gideri enerji giderleridir. Dolayısıyla bizim ülke olarak bir an önce enerji maliyetlerini düşürmemiz gerekiyor. Bölgemizde de jeotermal, bu ülkeye Allah'ın bir lütfudur. Tabii bunu çevreye zarar vermeden, bu enerji kaynağını ortaya çıkarıp, enerjisini alıp yerin altına reenjekte etmemiz gerekmektedir.”

“ÇEVREYE ZARAR VEREREK, BİR YERE VARAMAZSINIZ!”

Jeotermal konusunda bölgede iki önemli eksiklik gördüğünü ifade eden Ertürk; “En önemli sorun kazılan jeotermal kuyuların debisini ölçmek isterken dikey salınım yapılarak zarar verilme sürecidir. Kuyudan 150-170 santigrat ısıdaki jeotermalin bir kısmı akışkan halde geliyor bir kısmı da gaz olarak buhar halde geliyor. Buharı gökyüzüne salıyor, akışkanı da bazıları doğaya salıyor. Burada ya depolama alanı oluşturması gerekiyor ya da buharı da filtreleyip baca sistemiyle yoğunlaştırıp sıvı şekline dönüştürüp akışkanla beraber tekrar reenjekte etmesi gerekiyor. Biz o zaman ne o buharı göreceğiz, ne de o akışkanı derelerimizde göreceğiz. Firmalar bunu yapmıyor ve cezaya razı oluyor. Ölçüm için oluşturduğu tesisi de tam kurmadığı için gürültüsü de insanları çok rahatsız ediyor. Doğal olarak çevresinde yaşayan vatandaşlarımız da haklı olarak bundan rahatsız oluyor. Buradan bu yatırımı yapan firma sahiplerini uyarmak istiyorum. Çevreye zarar vererek, Aydınlıların tepkisini alarak bir yere varmaları mümkün değil. Gider maliyetini düşünmeyip gerekli çalışmaları yaparak bu yanlıştan dönmeniz gerekiyor. Filtre koymak suretiyle o bacalardan duman çıkması önlenebilir. Ülkemizin enerji ihtiyacını karşılayan ve devletimizden de karşılığını gerçek anlamda alan firmaların dikey salınım sırasında yapacağı birkaç yatırımın jeotermale olan bakışı düzelteceği gibi ülkemizin de refahına katkı sağlayacağını unutmayalım. İzlanda'da jeotermalin enerji üretim merkezlerini, termal turizm merkezlerini ve seracılıkta kullanılan merkezini tek tek inceledik. Jeotermal tesisler tamamen kapalı fabrika tarzına getirilebilir. İzlanda'da şehrin içinde dahi jeotermal kuyu gördük. Kuyunun olduğu yeri krom çelikten bir görsel heykel yaparak yerin altından boruları döşeyerek kimseyi rahatsız etmediği gibi tepki de çekmemiş. Ülkemizde yönetmeliklerde belki eksiklikler olabilir. Sayın Valimiz bu konuda hassasiyetini gösteriyor, bu konuda eksikliklerin tespit edilerek gerekli mercilere iletilmesinde rol oynadığına inanıyorum. Bizim tek istediğimiz çevreye zarar vermeden, ülkemizin yenilenebilir enerji kaynağı olan jeotermalin enerjisinin alınıp baca sistemi ve kapalı devre sistem ile yeniden yerin altına reenjekte edilmesi" diye konuştu.

“SİYASİ DEĞİL, GELECEĞİMİZİ DÜŞÜNELİM”

Jeotermal konusunda isteyenler veya istemeyenler tartışmasının Aydın'a yarar sağlamayacağını söyleyen Metin Ertürk; "Metin Ertürk jeotermalin neresindesin deme cehaletine düşenler olduğunu maalesef üzülerek öğrendik. Pamukören Belde Belediye Başkanlığı dönemim de dahil olmak üzere jeotermal firmaların bırakın çayını içmeyi, bir bardak suları dahi bize nasip olmamıştır. Bizim bu konuda duruşumuz nettir. Hem ülkemizin yanındayız hem de halkımızın yanındayız. Siyasi söylemlerle bize yüklenmek isteyenlerin Sultanhisar'a bakmalarını istiyorum. Sultanhisar'daki santral enerji üretilmesi için Güney Korelilere satıldı. Ben satmadım. Orası Sultanhisar Belediyesi'nin mülküydü. Böyle birbirimizi suçlayarak bir yere varmamız mümkün değil. Burada yapmamız gereken jeotermali isteyenler-istemeyenler değil. Milleti birbirine düşürerek değil, siyaseten rant elde etmek yerine birlikte beraberce ortak bir yol çizerek Aydın'da jeotermalin çevreye etkisini en aza indirecek ortak noktada buluşmamız lazım. Bazıları böyle siyasi rant elde etmeye çalışırken jeotermal firmalar fincanları kırmaya devam ediyor. Bunların önlenmesi için halkın ve siyasi erklerin birlikte aynı fikirde olması gerekiyor. Bunu siyasi şova dönüştürmek, bundan siyasi rant elde etmek ülkemize en büyük ihanettir. Bu konuda ben kimseye taviz vermedim, vermem de” ifadelerini kullandı.