Başkanı Cem Ulucan, 24 Temmuz 1908 tarihinde Türk basınında sansürün kaldırılması nedeniyle her yıl kutlanan ve “Basın Özgürlüğü” günü diye de anılan “24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı”nın kutlanacak bir gün olmaktan çıktığını iddia ederken, “Türk medyası, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde 180 ülke arasında 157’nci sıradadır. Türk basınının hali içler acısıdır. Günümüzde sansürün adı değişmiş, ekonomik baskı olmuştur. Yasama, yargı ve yürütmenin ardından dördüncü kuvvet diye anılan gazetecilik mesleği, ekonomik zorluklarla başa çıkmak için mücadele verirken, yapılan kanun değişiklikleri ile daha da darboğaza sokulmakta, halkın doğru haber alma hakkı gasp edilmektedir” sözleriyle gazetecilerin ekonomik baskı altında olduğuna dikkat çekti.

“MESLEK YASASI ÇIKMALI”

Son yıllarda eleştiriye tahammülü olmayan bir idareci profilinin ortaya çıktığını ve ekonomik güçleri ile ‘Yandaş” tabir edilen bir medyanın doğduğunu savunan Cem Ulucan, "İkinci Meşrutiyet ile birlikte 24 Temmuz 1908’de gazetecilerin sansür memurlarını gazetelerine sokmayarak gazetelerini sansürün denetimi olmaksızın yayımlamalarının anılması olan bu onurlu direniş gününün yıl dönümünde sansür ve oto-sansür, gazetecilerin hapis, işsizlik, patronaj veya siyasi baskılarla bezdirilmesi ile başka bir boyut kazanmış durumdadır. Gazetecilik “Halkla ilişkiler” mesleği değil, kamu adına görev yapan, kamuyu denetleyen, kamu adına hesap soran bir meslektir. Böylesine Kut’lu bir mesleğin en büyük destekçisi de, doğru haber alma hakkı gasp edilen halkımız olmalıdır. Yeni bir meslek yasası çıkmadan, gazetecileri ilgilendiren ekonomi ve ceza yasaları değişmeden bugünü kutlamayacağız. Saygılarımla" ifadelerini kullandı.