Yönetici, bürokrat ve diplomat vasıflarının yanına şimdi de siyasetçiyi eklemek için ilerleyen Aydın Adnan Sezgin, ülkenin demokrasi, insan hakları, hukuk anlamında geçmişi arar duruma geldiğini, bunların kendisine ülkesi için bir şeyler yapması gerektiğini dikte ettiğini kaydetti. Aydın’ın sorunlarından İYİ Parti’nin Aydın’daki durumuna, amcası İsmet Sezgin’e varana kadar birçok konuda bir beyefendi tavrıyla sorularımızı cevaplandıran Sezgin, seçimlerde iddialı.

DURMUŞ ALİ KILINÇ:

Çok iyi bir öz geçmişe sahipsiniz. Yurt dışında ya da Türkiye’nin en güzel köşelerinde emeklilik yaşayabilirdiniz. Niye siyasete atılma gereği duydunuz ?

AYDIN ADNAN SEZGİN:

Başta bir kere amaç Türkiye. Benim daha önce siyasi deneyimlerim de oldu. Ama bu aşamada siyasete Türkiye ile ilgili ciddi kaygılarım nedeniyle girdim. Dış politikası, ekonomisi, sosyal dokusu, siyaseti ve hukuku çok kötü durumda. Türkiye çok kötü yönetiliyor, Türkiye demokrasiden sapıyor. Artık bizim Türkiye’deki geçerli düzene demokrasi dememiz mümkün değil. Tabi ki eskiden de demokrasiyle ilgili eksikliklerimiz vardı ama bugün demokrasi anlamında, insan hakları anlamında geçmişi arar durumdayız. Bu arayış sadece belirsiz bir özlem değil. Çok kuvvetli bir ihtiyaç haline geldi. Bütün bunlar benim ülkem için bir şeyler yapmam gerektiğini bana dikte etti. Onun için memuriyeti bıraktım ve siyasete atılmaya karar verdim.

AYDIN’I SEVİYORUM

- İYİ Parti’nin kurucuları arasındasınız. Seçilebilecek daha rahat iller varken niye Aydın’dan aday oldunuz?
- Ülkem için bir şeyler yapmak için en uygun, en anlamlı, en kuvvetli ve görüşlerime en uygun benim merkez sağa yatkın felsefeme en münasip İYİ Parti olduğu kanaatiyle, İYİ Parti’ye kurucu olarak girdim. Öncelikle tabi Türkiye. Ama Aydın benim doğduğum ve sürekli olarak bağlantı içinde yaşadığım bir yer ve Aydın benim için çok önemli. Aydınlılık benim kültürümde de, dünyaya bakışımda da ciddi, çok kuvvetli bir yer tutan bir kültür, bir coğrafya aynı zamanda bir tarih. Dolayısıyla siyasi ilgimin Aydın üzerine yoğunlaşması ve hedef Türkiye iken Aydın’a olabildiğince katkıda bulunaraktan bu hedefe yürüme benim için önemliydi. Aydın’ı seviyorum ve katkıda bulunmak istiyorum. Hedef önce Türkiye’yi normalleştirmek, sonra kuvvetlendirmek. Ama ben bunu Aydın’a hizmet ederek yapmak istiyorum.

GELİŞMİŞLİK DÜZEYİ TATMİNKAR DEĞİL

- Aydın’ı nasıl buldunuz?
- Aydın ile ilgili bazı kaygılarım var. 1970, 80’lerde Aydın sosyo- ekonomik sıralamada ilk 10’daydı. Balıkesir’le çekişirdi sürekli. Bugün Aydın 3-4 yıl önce 18. sıraya düştü, şimdi ise 21. sırada. Bu normal değil. Türkiye’de ilk demiryolu İzmir-Aydın arasına yapılıyor. Tarihi dönemlere gitmeden 20. yüzyıl 19. yüzyıl sonuna bakıyorum. Şimdi bu kadar ekonomik açıdan güçlü, altyapı bakımından güçlü bir geçmişi olan Aydın’ın bugün geldiği nokta, gelişmişlik düzeyi tatminkar değil. Şunu da teslim etmek lazım. Aydın kültürel birikim açısından, eğitim düzeyi bakımından her zaman üst seviyelerde yer almış bir vilayetimiz. Aydın’ın eğitim düzeyi ve tarihi böyle oluşmuşken ekonomik performansının daha yüksek olması beklenir fakat maalesef öyle değil. Bunun bir takım sebepleri olmalı, bir takım yanlışlar olmalı.

ÇOK ACIKLI BİR DURUM

- Aydın’ın kanayan yarası nedir ?
- İkincisi bu ekonomik performansın sınırlı kalmasına rağmen çok ciddi çevre sorunu var. Aydın gibi toprağın verimliliği ile tarih boyunca öne çıkmış bir bölgenin son dönemde bu kadar büyük çevre sorunu ile karşılaşması çok acıklı bir durum. Burada da yanlış bir hesap var. Yanlış yaklaşımlar söz konusu. Ben çevre sorunları konusunda hassasiyeti ifade ederken sanayi düşmanlığı yapmıyorum. Tam tersine çevre dostu olmak sanayi düşmanı olmak değildir! Sanayi ile çevre bağdaşabilir sektörlerdir. Dolayısıyla bu yapılan yanlışları önce durdurmak, sonra tedavi etmek lazım. Ben Aydın’ın muazzam bir potansiyeli olduğu kanaatindeyim. Beşeri kaynak, doğal kaynak çok önemlidir. Ayrıca coğrafi konum çok önemlidir. Bana kalırsa iyi bir yaklaşımla Aydın’ın çok geniş ufuklara yürümesi mümkün. - Aydın’ın öncelikle çözülmesi gereken sorunu çevre midir? Yoksa daha başka öncelikli sorunlar var mıdır ?
 - Muhtelif öncelikler var. Şu anda bana kalırsa çevre çok önemli. Çünkü Menderes Nehri, Menderes Ovası Aydın’ın kimliğinin ve Aydın’ın ekonomisinin özü. Bu özü biz kirletirsek ve mevcut kirlenmeyi tedavi edemezsek, büyük bir başarısızlıkla karşı karşıya kalırız. Çevre dostu olmak gelişmeye bir fren teşkil etmiyor. Bu çevre kaygıların ötesinde geleceğe dönük planlamalarda yapılması gerekiyor. Daha önceden duyduğum, bildiğim Serbest Bölge Projesi konusunda Sanayi Odası Başkanı çok güzel bilgiler aktardı, kuvvetli bir izahatta bulundu. İzmir Serbest Bölgesi'yle uyumlu bir anlayışla gerçekleştirildiği taktirde bu projenin Aydın’a çok önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Aydın’da eğitim düzeyi yüksek ve iyi okullarımız var. Özel okul, devlet okulu olsun seviyesi yüksek. Geçmişte de zaten üniversiteye giriş sınavlarında Aydın hep ön sıralarda olurdu.  Son dönemde yok öyle bir şey. Eğitim kurumlarının Aydın ekonomisiyle üniversite dahil Aydın’ın sanayiyle, tarım sektörünün ne ölçüde irtibat halinde olduğunu bilemiyorum, yeterli görmüyorum. Aydın gibi farklı sektörlerde farklı başarılar gösterebilecek bir vilayette eğitim sisteminin de, eğitim kurumlarının da bu sektörlerde iç içe olmaması lazım. Öyle bir vizyon gerekiyor Aydın’a. Aydın Avrupalıdır. Aydın’a Avrupalı bir vizyon gerekiyor. - Burada 'Bir Avrupalı vizyon gerekiyor' derken, bu siz mi oluyorsunuz ?
- Ben Aydın’a da katkıda bulunmaya talibim. Benim vizyonum Aydın’ı daha ileriye götürme hedefi, bu kolektif bir hedeftir. El ele yapılacak, el ele gerçekleştirilecek paydaşlarla yapılacak bir çalışmadır. Onun için ben burada tek başıma Aydın’a abat edeceğim iddiasında bulunmuyorum.  Ama imkanlarım ve becerilerimle katkıda bulunmayı çok arzu ediyorum. - İYİ Parti’nin milletvekili sırlamasında ilk iki sıra Aydınlı olmasına rağmen dışarıdan gelen isimler var. Bu dezavantaj mıdır sizin için? 
- Ben bunu bir dezavantaj olarak görmüyorum. Aydın bu tür kaygıların çok ötesinde bir birikime, bir değerlendirme yeteneğine sahip. Burada hangi sektörde olursa olsun, Aydın’ın hangi coğrafyasında olursa olsun Aydınlının siyasetçisine bakışı bu parametreleri çok aşar. Aydınlının en iyi değerlendirmeyi yapacağı kanaatindeyim. Bunu da hiçbir şekilde dezavantaj olarak görmüyorum. Aydın Avrupalıdır diyoruz. - Aydın’da durumunuz nedir? Kamuoyu yoklamalarında çıkan sonuçlara göre Aydın’dan kaç vekil çıkarabiliyorsunuz?
- Biz Aydın’da azamiyi zorluyoruz. İYİ Parti çok iddialı bir parti. Azamiden ne kastettiğimi siz çıkartırsınız. Demokrasinin koşulları içinde gerçeklik ilkesinden ayrılmadan en yüksek başarıyı hedefliyoruz ve Aydın’ın da bizim bu beklentimize cevap vereceğinden eminim. Çalışmalarımızı ona göre yapıyoruz. Biz çalışmalarımızda kendi coşkumuzda hiçbir şekilde mütevazi olmayacağız. - Aydın siyasetinde simge olmuş İsmet Sezgin’in yeğenisiniz. Gittiğiniz yerlerde İsmet Sezgin’in izlerini görüyor musunuz ?
- Amcamla her zaman iftihar ettim. Sizin de çok güzel ifade ettiğiniz gibi gittiğim birçok yerde o ilişkiyi yaşayan eski dostları kardeşleri bana onun hatırasıyla hitap ediyorlar.  O da beni çok duygulandırıyor, iftihar ediyorum. Aydın’a hizmetleri olduğunu biliyordum ama bu hizmetlerin hala bu denli canlı olduğu görmek ayrıca mutlu ediyor. Beklentinin üzerinde olmaya gayret edeceğim.