Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, yunusun Kuştur bölgesinde kıyıya geldiği haberini aldıklarını, vatandaşlar tarafından yunusun tekrar denize gönderildiği ihbarıyla, olay yerine gidilerek müdahale edildiğini belirtti. Sürücü, “Yunusun üzerinde yoğun parazitlerin olduğu görüldü. Gece gözlem altında tutulan yunus sabaha karşı kıyıya ölü olarak vurdu. Kıyıdan alınan yunus, Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Veterinerlik Fakültesine götürülerek, nekropsi yapıldı. Nekropsiyi yapan hocalardan Prof. Dr. Süleyman Aypak, yunusun yapılan organ incelemelerinde akciğer, farklı bağırsak bölümleri ve derisinde farklı türlerde parazitlere rastlandığını, parazitlerin türlerinin yapılacak ileri tetkiklerle belirleneceğini, dikkat çekecek düzeyde yoğun olduklarının gözlendiğini söyledi" dedi.

"YUNUSUN DERİSİNDE SÜRTÜNMEYE BAĞLI İZLER TESPİT EDİLDİ"

Sürücü, 2.10 metre boyundaki erkek yunus üzerinde Dr. Tuğrul Epikmen’in inceleme yaptığını, yunusun derisinde çeşitli sıyrıklar, ağız kenarında, yüzgeç ve kuyruk uçlarında sürtünmeye bağlı olduğu düşünülen eroziv ülseratif alanlar görüldüğünü vurguladı. Sürücü, Epikmen’in ayrıca, “Özellikle kuyruğa yakın alanlarda yoğunlaşan deriye gömülü halde parazitler mevcuttu. Deri altı kas doku ve testislerin her iki yanında yoğunlaşan kapsula içinde yuvarlak yumuşak yapılı parazitler dikkati çekti. Akciğerler konjesyoneydi ve palpasyonda nodüler odaklar dikkati çekti. Trachea ve iç kesimlerde bronş brdonşiyol lümenlerinde kıl kurtları mevcuttu. Mide boştu ve bezli kısımda mukoza hemorajikti ve yer yer nodüler yapılar içeren eroziv alanlar görüldü. Bağırsak mukozaları hiperemikti ve çok sayıda parazit görüldü" dediğini dile getirdi.

"ACİLEN BİR REHABİLİTASYON MERKEZİ KURULMALI"

Bu tür olaylar insanların yoğun olduğu plajlarda meydana geldiğinde büyük bir kargaşa oluştuğunu belirten Sürücü, aşırı duyarlılıkla vatandaşların yunusa hemen müdahale edilmesini istediklerini söyleyerek, “Ancak bu tür yunus vakalarında ve yaralanmalarında, ne yazık ki bir rehabilitasyon merkezi olmadığından büyük sıkıntı çekilmektedir. Kontrol altına alınabilecek ve gerekli tedavilerinin uygulanabileceği bir havuz bile yoktur. Sık sık karşılaşılan bu durumlar için özellikle Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nda bir rehabilitasyon merkezinin oluşturulması, böyle durumlarda bu nadir canlıların hayatının kurtarılmasını sağlayacaktır" şeklinde konuştu.

"NAYLON, MİSİNA GİBİ ATIKLAR MİDELERİNDEN ÇIKMAKTA"

Sürücü ayrıca iki gün içinde caretta caretta türü 3 iribaş deniz kaplumbağasının ölü olarak kıyıya vurduğunu ve kaplumbağaların üzerinde yapılan incelemelerde dış bakılarda herhangi bir darp, kesi ve yara izine rastlanmadığını anlattı. Sürücü, "İşbirliği yaptığımız Dalyan’da bulunan DEKAMER tarafından, plastik kirliliği ve denizel atıkların deniz canlılarına etkisinin araştırıldığı INDICIT Project kapsamında yapılan çalışmalarda, kaplumbağaların büyük çoğunluğunda naylon poşetler, saç tokaları, sigara paketleri, misinalar, çeşitli hazır gıda paketleri gibi birçok atık malzeme tespit edilmektedir. Bu 3 kaplumbağanın bağırsaklarında aynı atıkların çıkması muhtemeldir. Yaz sezonunun en hareketli aylarının başladığı bugünlerde, binlerce insanın bulunduğu kıyalarımızda çevrenin temiz olması çok önemlidir. Kumsala atılan bir poşetin uçarak denize gitmesi ve bunun bir deniz kaplumbağası tarafından denizanası sanılarak yutulması halinde, bu nadir canlının ölümüne yol açacağı bilinmelidir. Kumsala atık malzeme atanları uyarmak ve denize gitmesine engel olmak, bu tür deniz canlılarının korunmasını sağlayacaktır" diyerek yazın denize girenlerden, amatör balıkçılardan hassasiyet beklediklerini sözlerine ekledi.