Konya’da Egelilerin tatlıya düşkünlüğüyle bilindiğini ifade eden Veysel Koçak, amcası ve babasının 1974’te Nazilli’ye gelerek pastane işletmeciliğine adım attığını söyledi. Koçak, 14 yaşında okulu bırakarak pastanede çalışmaya başladığını, 28 yıldır sürdürdüğü mesleğini babasından ve amcalarından devraldığını belirtti. 
  Kendi işletmesini kuracak duruma geldiğinde Kuyucak’ın Yamalak Mahallesi’nde dükkan açtığını dile getiren Koçak, ardından işini Buharkent’te sürdürdüğünü ve son olarak Kuyucak Horsunlu’da devam ettiğini kaydetti.

“KOÇAKLAR ADINI YAŞATACAĞIM”

43 yaşında, 3 çocuk babası olan Veysel Koçak, işini ne kadar çok sevdiğini paylaşırken, bir o kadar da yorucu olduğu için çocuklarını başka mesleklere yönelttiğini dile getirdi. Çocuklarının farklı alanlarda eğitim aldığını vurgulayan Koçak, “Bu işe baklava, pasta ve kurabiye yapımıyla başladık. Sonra kar helvasına döndürdük. Daha çok toptan satış üzerine işler olduk. Cemiyetlerde irmik helvası, kar helvası servis ediyoruz derken lokmacılığa başladık. Egeliler tatlıya düşkündür. Hayır yapmak isteyen vatandaşlar lokmayı ve kar helvasını daha çok tercih ediyor. Her pazartesi Horsunlu Pazarı’nda kar helvası hayrı için tezgah kuruyorum. İşlere yetişemediğimiz için personel desteği sağlıyoruz. Çocuklarım benimle birlikte çalışmıyor. Pastanecilik mesleğini devam ettirmeyecekler. Ama ‘Koçaklar Pastanesi’ adını yaşatacağım. Usta yetiştirip ilerde dükkanı devredeceğim” dedi.

LOKMALAR ÇİFTE KAVRULMUŞ

Koçak, 5 yıl önce pazarda simit ve tatlı satarken vatandaşın lokma yapmasını önermesiyle lokma işine girdiğini bildirdi. Başta kaşıkla döktüğü lokmanın, işler yoğunlaşınca yetersiz geldiğini söyleyen Koçak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Madem lokma işine başladık, 'Makineli sistemle çalışalım' dedik. İzmir'de bir arkadaşıma makinenin tasarımını çizip yolladım. Cihaz, elektrikli ve tüplü sistemle çalışıyor. Biz ikisiyle de işleyen makine tasarladık ve 3 tane yaptık. Her gün lokma dökmeye gittiğimiz için bazen 3 makinenin de çalıştığı zamanlar oluyor. Aydın’ın ilçelerinin yanı sıra İzmir’e ve Denizli’ye de gidiyoruz. Bizimki Mevlana Lokması, yani çifte kavrulmuş. Lokmayı 2 kere kızartıyoruz. Böylece daha çıtır oluyor ve içi hamur kalmıyor. Glikoz kullanmıyoruz, tamamen şekerle yapıyoruz. Vatandaşın damak zevkine uyuyor ki, her yerde tercih ediliyoruz. Bir de ben işimi çok seviyorum. Bugüne kadar hiç bıkkınlık hissetmedim. Müşteriye güler yüz göstermek çok önemli. Ben surat asarsam bir daha tercih edilmeyeceğimi biliyorum. İnşallah herkes sevdiği işi yapma fırsatı bulur.”