Aydın Afacan Mucitler Gündüz Bakımevi, eğitim sisteminde yeni bir işleyişle öğrencilerini doğayla buluşturuyor.  Kendilerine ait olan 40 dönümlük Afacan Mucitler Doğal Yaşam Çiftliği'nde İzcilik Ünitesi yaparak öğrencilerinin doğa ile tanışmasını sağlayan, onların doğa yaşamını geliştirecek etkinliklerle eğitici çalışmalar düzenleyen Afacan Mucitler Gündüz Bakımevi, Türkiye’ye örnek olacak bir sistemi ilk kez uygulamaya başladı.

İLK KEZ UYGULANDI

Afacan Mucitler Gündüz Bakımevi Okul Müdürü Gülçin Öztürk, Finlandiya modeli eğitim sistemini Türk modeli olarak geliştirerek ilk kez uyguladıklarını ifade etti. Öztürk, “Afacan Mucitler Gündüz Bakımevi’ne ait olan 40 dönümlük yaşam çiftliğimizde, Türkiye’de ilk kez başlatmış olduğumuz Anaokullarında İzcilik Ünitesi'ni faaliyete geçirmiş bulunduk. Orada çocukların doğadaki öğrenimi Finlandiya modelindeki gibi çocukların toprağa basarak oradaki elektriklenmeleri ile etkinliklerle, doğadaki olan huzur ve ruhsal dinlenmenin hissiyle çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalarımızda müzik sesleriyle ve izcilikte olduğu gibi kurallarla beraber çalışıyoruz. 6 tane izci çadırlarımız (Obalarımız) var. Bu çadırlar içinde oryantring çalışmaları ve onların istediği farklı etkinliklerle karşılaşıyoruz. Burada daha çok doğayı tanıyoruz. Doğada sanatın ve bilimin parçası olarak çalışıyoruz. Çocukların anne karnından ölüm anına kadar olan yaşamında oksijen çok önemli bir varlıktır. Bu oksijeni çocuklara işin hamurundayken vermeyi biz okul öncesi olarak bir model edindik. Bu modelde ilerlemeyi sürdüreceğiz. Çocuklarımız hem mathazone eğitimi gelişimiyle matematiksel (Bilişsel) olarak, hem montessori eğitimi, hem de arkadaşlıkların pekişmesi birlik beraberlik halinde hareket edebilmesi kuralların ve tabiatın vermiş olduğu varlıkları öğrenmesiyle tüm hayatın parçasında bir eğitim ortamının sınıftan ibaret olmadan doğayla oluşmasını öğreniyorlar. Bizler de onlara bu imkanı sağlamaktan mutluluk duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

OBA ÇADIRLARINDA YAŞAM TECRÜBESİ

Haftanın bir günü doğa eğitimi alan çocuklar burada eğitim görüyor ve yaşamlarını gün boyunca burada sürdürüyor. Tecrübeli öğretmenlerin önderliğinde etkinliklerini gerçekleştiren minikler, doğayı keşfetmenin büyük heyecanını ve tecrübesini yaşıyor. Öztürk, “Haftanın bir günü 50 öğrenci ile birlikte Perşembe günleri gidiyoruz. Aynı zamanda öğle yemeklerimizi orada tabiatın güzelliğiyle kamp alanlarımızda yiyoruz. Fakat çocuklarımıza hazır olarak sunmaktan ziyade, kendi yemeklerini kendileri hazırlayarak sorumluluk ile ve doğada yemek yemenin kültürüyle çocuklarımıza eğitimi en doğalıyla veriyoruz. Bu yaklaşım metoduyla da yemek yeme kültürünü de doğada öğrenmiş oluyorlar. Doğaya zarar vermeden, doğayı severek doğayla beraber yaşamayı öğretiyoruz. Öğrencilerimizi obalara ayırıyoruz. 3 yaşından itibaren öğrencilerimiz bu etkinliğimizde yer alabiliyor. Çine yolu üzerindeki bu alan okulumuza ait olduğu için bu etkinliğimizi sürekli olarak gerçekleştireceğiz. Böylelikle yaptığımız ve yapacak olduğumuz etkinliklerle doğa ile bütünleşen bir okul olmayı düşünüyoruz. Türk eğitim modelini geliştirerek doğa çalışmamızda Türkiye’ye örnek olacak ve gelecek nesillere  bilgeliğin durmadığı, aydınlık içinde, kendisine ve geleceğine hakim olacağı yarınlar olmayı sürdüreceğiz” dedi.