Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nden (ADÜ) Dr. Olcay Boyacıoğlu ve eşi Dr. Seda Örenay Boyacıoğlu, ABD’nin Wake Forest Üniversitesi Tıp Fakültesinde çalışırken birlikte geliştirdikleri yöntemi Türkiye’de gerçekleştirecekleri projede kullanarak kanserle savaşta önemli bir yeniliğe imza atacak. 
  Akademisyen çiftin birlikte yürütecekleri "Prostat Kanser Hücrelerine Aptamer-Aracılı Hedefli Lipozomal İlaç Dağıtımı" adlı araştırma projesine TÜBİTAK tarafından 360 bin lira destek verildi. Doktora ve yüksek lisans öğrencilerinin de katılacağı projenin 3 yılda tamamlanması planlanıyor.  

ABD’DE GELİŞTİRDİLER 

Türkiye’de kanser tedavisinde kullanılan teknolojinin ilerlemesi bakımından projenin oldukça önemli olduğunu dile getiren Dr. Olcay Boyacıoğlu, “Wake Forest Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışırken eşimle birlikte geliştirdiğimiz prostat kanseri hücrelerine yüksek seçicilikte bağlanan bir aptameri (sentetik olarak üretilebilen DNA parçacıkları), Türkiye’de TÜBİTAK tarafından desteklenen bu projemizde kullanacağız. Yapacağımız çalışmalarda kanser hücrelerini öldürmek için kullanılacak ilacı aptamere bağlayarak aptamer ilacın sağlıklı hücrelere zarar vermeden hedeflenen kanser hücrelerine götürmesini takip edeceğiz. Bu yöntemle hastaya çok düşük dozda ilaç verilerek kemoterapinin yan etkilerinin en aza indirgenmesini hedefliyoruz. Hücre kültürü düzeyinde yapılacak olan bu araştırmanın başarıya ulaşması durumunda hayvan deneyleri yapılarak ülkemizde de bu teknolojinin ilerlemesine katkıda bulunacağız” diye konuştu.

SAĞLIKLI HÜCRELER ZARAR GÖRMEYECEK 

Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçlarının kanser hücrelerini öldürmek için yüksek dozda verilmek zorunda kalınması ile vücuttaki diğer sağlıklı pek çok hücreye zarar verildiğini dile getiren Dr. Seda Örenay Boyacıoğlu, “Son yıllarda bunun önlenebilmesi için sadece ölmesi istenen kanser hücrelerine zarar verip sağlıklı hücrelere zarar vermeyecek hedefli ilaç dağıtım mekanizmaları üzerinde çalışılmaktadır. Sentetik olarak üretilebilen DNA parçacıkları şeklinde tarif edebileceğimiz aptamerler kendilerini oluşturan yapı taşlarının farklılığına ve miktarına göre çok çeşitli moleküllere karşı yüksek seçicilikte bağlanabilme özelliği taşımaktadır. Biz de bu yöntemin ülkemizde yaygınlaşmasına katkı sağlamak için çalışma başlattık. Çalışmalarımıza verdikleri desteklerden dolayı Adnan Menderes Üniversitesi ve TÜBİTAK’a minnettarız” ifadelerini kullandı.