İnceleme ziyaretiyle ilgili AYÇEM adına konuşan Dr. Metin Aydın, Yılmazköy’ün jeotermal enerji santralleri arasında kaldığını belirterek, bölgenin geleceği konusunda endişeli olduklarını kaydetti.
   2007 yılında çıkarılan jeotermal yasası sonrası Aydın topraklarının yüzde 85'i jeotermal kullanımına açıldığını dikkat çeken Metin Aydın, “Jeotermal ihalesini alan firmalar yürütme erkinin ve yerel yönetimlerin mevcut tarım, çevre, doğal ve kültürel varlıklarını koruma yasalarını uygulamamaları, görevlerini yerine getirmemeleri, jeotermal uygulamalarını denetlememeleri nedeni ile jeotermal kurulumu ve işletmeciliği sırasında vahşi jeotermal uygulama örnekleri sergilemeye başladılar. Bu vahşi jeotermal uygulamaları sonucu 1'ci sınıf tarım toprakları jeotermal kullanımına açıldı Aydın'da zeytin, incir, pamuk tarımı zarar görmeye başladı. ÇED  yasasına göre jeotermal santral ve kuyuların karayoluna 100 metre, yerleşim yerlerine ve sulak alanlara en az 500 metre uzakta kurulması gerekir. Fakat Pamukören örneğinde olduğu gibi jeotermal santraller yerleşim yeri içinde kurulabilmekte, akışkanlarını şehir kanalizasyon sistemine bırakabilmektedir. Germencik Hıdırbeyli'de ise jeotermal borular evlerin ve balkonların arasından-üstünden, sokak altı ve üstünden geçmektedir” dedi.

‘VAHŞİ UYGULAMALAR İLGİLİ KURUMLARIN GÖZÜ ÖNÜNDE OLUYOR’


Efeler'e bağlı Yılmazköy’ün şu günlerde bir başka vahşi jeotermal uygulaması yaşandığını kaydeden Aydın, “Yılmazköy'de zeytin ve incir tarlaları yıllardır artan şekilde jeotermal istilasına uğramaktadır. Bu köyde jeotermal santral ve boruların sayısı  o kadar çok fazla arttı ki bu köye dışarıdan bakınca jeotermal santral ve borular Yılmazköy içinde değil, Yılmazköy jeotermal sahası içinde kalıyor görüntüsünün ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Jeotermal santrallerin bu kadar çok artması mahallede incir, zeytin, üzüm tarımının bitmesine, insanlarda sağlık problemleri ve kanser vakalarının artmasına sebep olmaktadır. Yılmazköy ise Efeler'e bir kilometre mesafede olup tüm bu vahşi uygulamalar Efeler Belediyesi, Aydın Büyükşehir Belediyesi, Aydın Valiliği, ilgili kamu kurumları gözü önünde olmaktadır.”

‘VATANDAŞ DERTLİ’

Aydın Çevre Mücadele (AYÇEM) platformu olarak Yılmazköy'e yaptıkları ziyarette jeotermal işletmesinin mahalle içinde evlerin arasından, yolların kenarından-altından-üstünden, derelerden jeotermal borular geçirdiğini, bu işlem sırasında dere ve yol kenarında özel mülkiyete ait arazilerin işgal edildiğini, bu arazilerdeki ağaçların kesildiğine şahit olduklarını anlatan Metin Aydın, “Birkaç aydır süren bu uygulamalardan rahatsız olan köy sakinleri dertlerini resmî makamlara iletmelerine rağmen sorunlarına çözüm bulamadıklarını, aksine tehdit edildiklerini ve bu nedenle korku içinde yaşadıklarını dile getirdiler. Mahalle sakinleri, civarda incir-zeytin- üzüm tarımının bittiğini, köyden gençlerin göçtüğünü, jeotermallerin radyasyon ve asit saldığını, jeotermallerin herşeyi kuruttuğunu, köyde kanser vakalarının arttığını, köyde kural koyucu ve uygulayıcıların jeotermal çalışanlarının olduğunu, köyde korkunun egemen olduğunu, ne yapacaklarını kime başvuracaklarını bilemediklerini, yerel belediyelerin bile bu sorunu çözemediklerini dile getirdi. AYÇEM olarak  Aydın Büyükşehir ve Efeler Belediyesi ile Aydın Valiliğini Yılmazköy'ün içindeki dereden geçirilen jeotermal borular için Başbakanlığın 2006/27 sayılı genelgesini uygulamaya davet ediyoruz.

‘KAYGILIYIZ’

Aydın’ın geleceği ile ilgili taşıdıkları kaygıları sıralayan Metin Aydın, “AYÇEM olarak Aydın DSİ Bölge Müdürlüğüne soruyoruz. Yılmazköy'de köy içinden geçen dereye döşenen jeotermal borulara müdürlüğünüz tarafından izin verilmiş midir, verilmedi ise bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz ? AYÇEM olarak Aydın'ın geleceğinden kaygılıyız. Kaygılıyız Aydın'da vahşi şekilde yapılan jeotermal uygulamalar sonucu Aydın tarımı, insanların sağlığı ve gıda güvencesi yok oluyor. Kaygılıyız Aydın'ın sürdürülebilir geleceği yok oluyor. Aydın'ın seçilmiş ve atanmışların Aydın'da yaşanan vahşi talan karşısında hiç bir şekilde sorumluluk almamasından kaygılıyız. Aydın'ın parsel parsel satılmasından, toprakların el değiştirmesinden ve tarım dışı kalarak yok olmasından, Aydın'ın çoraklaşacak çöl haline gelmesinden kaygılıyız. AYÇEM olarak tüm yetkililere sesleniyoruz. Yeni jeotermal yasası çıkarılana kadar ve Aydın'da jeotermal kaynakların nasıl kullanılacağına karar verilmeden, bu konuda ortak toplumsal görüş oluşmadan Aydın'da bir tane daha yeni jeotermal santrale izin vermeyiniz. Yılmazköy'ün jeotermal işletme sahası haline getirilmesine derhal son veriniz” ifadelerini kullandı.