Zor şartlarda eğitim hayatını sürdüren, gerektiğinde ailesinin sahip olduğu hayvanların altını kürüyen, gerektiğinde zeytin çapalayan Çilem, derslerini de aksatmayarak Türkiye birinciliğini elde etti. Tarlada ailesiyle zeytin çapalarken birinci olduğunu öğrenen Çilem Özel, başarının sırrını ölçülü ve disiplinli çalışmaya bağladı. Çilem Özel, Fen Lisesini tercih etmeyi düşündüğünü ifade ederken, ileride doktor olmak istediğini söyledi. Karacasu’ya bağlı Palamutçuk Mahallesinde 4. sınıfa kadar birleştirilmiş sınıfta eğitim alan, ardından mahallede ortaokul olmadığı için 7 kilometre uzaklıktaki Geyre Ortaokuluna başlayan Çilem Özel, buradaki eğitiminin ardından girdiği LGS'de tüm soruları doğru cevaplayarak 500 tam puan aldı ve Türkiye birincisi oldu. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan ailesine ev işlerinde yardımcı olarak bu başarıyı yakalayan Çilem Özel, hayat hikayesi ile “helal olsun” dedirtti. Okuldan geldikten sonra hayvanların altını küreyen, onlara su ve samanlarını verip dersine başlayan Özel, zeytin işinde de ailesine çapalama ve toplamada yardımcı olarak bu başarıyı yakaladı. Düzenli olarak kitap okuduğunu da ifade eden Özel, tütüncülükle de uğraşan ve gece saat 03.00'te uyanıp tarlaya giden ailesi sebebiyle yaz döneminde kursa gitmek için kalkma saatlerini de buna göre ayarladı.

“ÖĞRETMENLERİME VE AİLEME TEŞEKKÜR EDERİM”

Okula yaz kurslarına gittiği geçen yıl babasının kendisini okula götürebilmesi için ailesiyle tütün kırımı sebebiyle 03.00’te kalkmak zorunda olan Özel, bu zor şartlara rağmen kursları ve derslerini aksatmayarak birinciliği göğüsledi. Özel, duygularını, “500 tam puan aldım. 90 net yaptım. Sonucu zeytin tarlasında çalışırken öğrendim. Zeytin dibi çapalıyordum. Çok sevindim. Çok mutlu oldum. Çünkü burada bunu başarmak çok güzel. Şartlar şehirde yaşayan birine göre çok zor. Köydeyiz, bir sürü işimiz var. Bunu başarmak gurur verici” dedi. Sınavın çok zor olmadığını ifade eden Özel, “Bence zor değildi. Geçen yıla göre çok daha basitti. Milli Eğitimin yayınladığı örnek soruları takip eden ve çözen biri için çok kolay bir sınavdı. Rahatlıkla fullenebilecek bir sınavdı. Bunun doğrultusunda çalışarak emeğimin karşılığını aldım. Çalışmam gerektiği gibi çalıştım. Stres yapmadım. Kendime inandım. Emeğimin karşılığını alırım dedim. Bu sonucu bekliyordum. Beklediğimden kolay geldi. Örnek sorulardan daha basit geldi sorular. Başarının sırrı, düzenli ve olması gerektiği gibi çalışma. Sadece test çözüp bırakmıyordum. Zayıf olduğum konuları yeniden tekrar ediyordum. Öğretmenlerim çok iyiydi. Bana her aşamada destek oldular. Anlamadığım konularda anlatıyorlardı. Çok şanslıydım. Ailem de her zaman arkamdaydı. Onlar olmasa olmazdı bu başarı. Onların da çok büyük desteği var. Ben o sınava girerken ailemin arkamda olduğunu bilerek girdim” ifadelerini kullandı.

“AİLEME YARDIMCI OLUYORUM”

Ders çalışma koşullarını anlatan Özel, “Akşamüstü gelince benim hemen ders çalışmaya başlamak gibi bir lüksüm olmuyordu. Küçük ve büyükbaş hayvanlarımız var. Aileme yardım etmem gerekiyor. Önce onlara yardım edip ardından başlıyordum ders çalışmaya. Ama geç başladığım için de gece 1-2’ye kadar ders çalıştığım oluyordu. Hayvanların altını temizliyorum, sularını veriyorum, samanlarını veriyorum. Zeytin çapalama, toplama. Zeytinde çalışıyorum, ineklerin bakımında aileme yardımcı oluyorum. Geriye kalan vakitlerimde ders çalışıyorum. Bazen çok vaktim kalmıyordu ders çalışmaya. Uykumdan feragat edip çalıştım. Ailemin desteği sayesinde. Her aşamasında yardımcı oluyorum. Çapalıyoruz, topluyoruz. Yardımcı oluyorum. Bu işlerde çalışarak 500 tam puan aldım. İnsan isterse her şey oluyor. Ben bu işlerin arasında istedim, azmettim ve başardım” dedi.

“TELEFON VE BİLGİSAYAR ALMADIK”

Diğer çocuklar gibi telefon ve bilgisayar sahibi olmadığını ifade eden Özel, “Tablet, bilgisayar hiçbir şey yoktu. Ama bu benim kafamın dağılmaması için iyiydi. Bir şey lazım olursa, babamın telefonunu istiyordum, veriyordu. Eksikliğini çekmedim” şeklinde konuştu. Babası Cahit Özel de, “Çok duyguluyum. Konuşmakta zorlanıyorum. Gerçekten insanın evladı ile gurur duyması kadar güzel bir şey yok. Ben kahvede oturdum, ağladım. Bir sürü tebrik telefonu geldi. Gurur duydum. Kızımı çok seviyorum” şeklinde duygularını paylaştı. Anne Lütfiye Özel, “Tarlada öğrendim. Kızım daha yolun başında. İlk adımı böyle attı. Gururluyuz. İlerisinin daha iyi olmasını isterim. Uykusu geldiğinde kahve pişirip içiyordu. Yine o dersini bırakmıyordu. Bir şeyi kafasına koyduysa onu bitirene kadar uğraşır” dedi.