86 yaşında köyde tek başına yaşayıp her işini kendi yaptığını söyleyen sıcak, samimi ve hoşsohbet konuşması, şivesi ve enerjisiyle kendine hayran bırakan Hanife Nine, sağlıklı yaşamının sırrının doğa içinde yaşamak ve çalışmak olduğunu dile getirdi. Gençlikte tarla bahçe işleriyle meşgul olduğunu, ekin ekip kekik biçtiğini ifade eden Hanife Uzkuç, şimdi de evinin önündeki bahçede sebze meyve yetiştirmeye devam ettiğini dile getirdi.

“BİR KALEM TUTACAKSIN, BEN SÖYLEYECEĞİM SEN YAZACAKSIN”


Damadı Mehmet Karabacaklı ve kızı Güldane Karabacaklı ile Hükümet Konağına gelen Uzkuç, “Yenileme vakti geldi, kimliğimi yenilemeye geldim” dedi. Günlük yaşamından söz eden Uzkuç, “Kendim duruyorum evimde, kendim eder, pişirir yerim. Her şeyi kendim yaparım. Sobamı kendim yakarım. Çoluğumun çocuğumun önüne de koyarım. 4 kız 4 erkek çocuğum var. Hepsini evlendirdim. İzmir’de duran da var. Karacasu’da duran da var. Pideci olan da var. Torunlarımın kimisi de evlendi. Torunlarımın sayısını bilmiyorum. Sayamam. Sayarsam baş edemem. Sen bir kalem tutacaksın, ben söyleyeceğim sen yazacaksın” diyerek gülümsetti.
“GÖRENLER ‘MAŞALLAHIN VAR’ DİYOR”
Sözlerini sürdüren Uzkuç, “Güzel güzel hayatım. Çok şükür, çocuklarımın hepsinden memnunum. Yukamı ederim, yemeğimi yaparım. Her şeyimi kendim yapar kendime yeterim. Bayramda çoluğum çocuğum toplanır. Onlarla yer içeriz, gülüm balım oluruz. Evin önünde bahçem var. Yeşillik öyle ki ‘nene sen yaşıyorsun burada’ dersin. Her şeyimi kendim yaparım. Görenler maşallahın var diyorlar. Helal olsun maşallahın var diyorlar. Gençler çalışsınlar, sağlıklarını sıhhatlerini isterim. Çiftçilik yaptım her şeyi yaptım. Ekin ektim, biçtim her şeyi yaptım. Ne işi varsa yaptım. İşin sırrı çalışmak” dedi. Mehmet Karabacaklı, kayınvalidesinin 1980 yılında ciddi bir rahatsızlık yaşadığını 2 ay hastanede kaldığını ifade ederken “Şimdi de tansiyon ilacı kullanıyor. Çok şükür kendisine bakıyor” dedi.