Konuyla ilgili sendika tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Enflasyon, Cumhurbaşkanlığı Yönetiminin yanlışta ısrar eden politik tutumu nedeniyle artık kontrol dışına çıkmıştır. Enflasyon bir aydan diğerine sürekli ve belirgin bir artış göstermektedir. Hayatın her gün daha pahalı olduğu, emeğin değerinin iktidar tarafından bilerek ve isteyerek uyguladığı ekonomi politikalar sonucunda ucuzlatıldığı, işçi sınıfı açısından son derece ağır koşulların oluştuğu bir dönemdeyiz.
Bu koşullar altında üyelerimizin ve sendikamızın insanca yaşayabilecek bir ücret için son derece yerinde ve haklı olarak ekonomik iyileştirme talepleri gündeme gelmektedir. Çünkü bu ekonomik koşullar, işçiler ve ailelerinin yaşamlarını sürdürülemez bir noktaya getirmiştir. Gıda fiyatları, elektrik, su, doğal gaz ve akaryakıt fiyatları bir emekçi aile bütçesinin altından kalkabileceği düzeyi çoktan geçmiştir.”

"BASINDA ÇIKANLAR DOĞRU DEĞİL"


Açıklamada, “Sendikamız ile Didim Belediyesi arasında bu yaşanan ağır koşulların üyelerimiz üzerindeki baskısını azaltmak için ek zam ile ilgili görüşmelerimiz devam ederken basında Didim Belediyesi’nin işçilerin ek zam taleplerine yanıt vermediğine ilişkin gerçeği yansıtmayan habere yer verilmiştir. Oysaki tüm zorlu ekonomik koşullara rağmen Didim Belediyesi yetkilileriyle görüşmelerimizde ortak bir noktada buluşma anlayışı, çabası ve gayreti karşılıklı olarak devam etmektedir.
Mevcut durumda bozulan ekonominin asıl sorumlusu belediyeler değildir. Belediyeler de bu süreçte ekonomik krizin bütçelerine olumsuz yansımasına ve yaşadıkları zorluklara işaret etmektedir. Ancak belediye yönetimlerinden talebimiz; mali politikalarını ve faaliyetlerini, belediye hizmetlerini tüm zorlu koşullara rağmen sürdüren, gece gündüz demeden çalışan, kentleri yaratan belediye işçi ve emekçilerini gözeten bir bakışla planlamasıdır. Bu açıdan Didim Belediyesi Başkanı’nın ve yetkilerinin aldığı emekten yana tutum önemlidir, değerlidir. Son olarak tekrar ediyoruz ki, Cumhurbaşkanlığı Yönetimi ekonomiyi istikrarlı bir şekilde felakete sürükleyen politikalarından vazgeçmelidir. Belediye şirket işçilerinin kadro hakkı verilmelidir. Cumhurbaşkanlığı Yönetiminin, yandaşları ve sermayeyi koruyan ekonomi politikalarındaki ısrarına karşı durmaktan ve işçi ve emekçiler lehine politikaların uygulanmasını sağlamaktan başka çaremiz yoktur.
Bütün çabamız, emeğimizi, haklarımızı ve geleceğimizi ezdirmemek için sınıf siyasetini esas alıp, sendikal örgütlülüğümüzü artırıp güçlendirerek emek ve demokrasi mücadelesini büyütmektir." ifadeleri kullanıldı.