AK Parti'li Subaşı yaptığı açıklamada "Demokrasi yönetim hakkının doğrudan doğruya halkta olduğu, halkın yöneticilerini özgürce seçtiği idare biçimidir. Demokrasilerde her türlü baskıya karşı tek ve mutlak olan halk gücü vardır. ‘Milli Birlik’ ise milletin bütün olması, bu bütünlük içinde ayırıcı ve bölücü unsurlara asla yer verilmemesi demektir. Milletimizin yaşaması, yücelmesi, gelişmesi, kalkınması söz konusu ettiğimiz bu milli birliğe bağlıdır. Ancak bazı dönemlerde ortaya çıkan ‘birlik düşmanları’ yaptıkları faaliyetlerle beraberliğimizin yanı sıra yaşamamızın, gelişmemizin, kalkınmamızın önüne geçmeye çalışmışlardır. Ülkemizde darbelerin yarattığı olumsuzluğu bu dönemlerin içerisinde değerlendirebiliriz. İşte 15 Temmuz Darbe Girişimi’nde de diğer darbelerde olduğu gibi ‘birlik düşmanları’ ülkemizdeki gelişmenin, kalkınmanın ve birlikteliğin önüne geçmeye çalışmışlardır. Ancak 15 Temmuz’un ülkemizde gerçekleşen diğer darbelerden çok can alıcı bir farkı vardı. Düşmanlarımıza karşı kullanılması gereken tüfeklerin, tankların, savaş uçaklarının namluları halkımıza doğrultuldu.
15 Temmuz günü FETÖ olarak adlandırdığımız, bu ülkeye, bu millete ihanet eden alçakların başarısız darbe girişimini diğerlerinden ayıran en önemli unsur acımasızca halka silah doğrultulmasıdır. İki kardeş birlik dediğimiz polis ve asker teşkilatını birbirlerine kırdırmaya çalışmasıdır” dedi.
Açıklamada, “Bu, yüzyıllardır Anadolumuz’da düşmanların gerçekleştirmek istediği ‘kardeşi kardeşe düşürerek ülkeyi bölme’ yönteminin aynısıdır. Ne var ki bu örgütün zaten diğer düşman birlikteliklerinden farkı yoktur. Pırlanta gibi gençleri okumak bahanesiyle kandıran, himayelerinde tutmak için şantaj, montaj gibi kirli işlerle tehdit eden, ülkemizin gelişimini engellemek için bilim insanlarımızı öldürüp intihar süsü veren, bu vatana yararı olacak birçok insanı canından eden bu eli kanlı terör örgütü 15 Temmuz’da yine bu ülkeye hizmet etmek için çırpınan gencecik çocuklarımızı, eli bastonlu amcalarımızı, ülkemizin gelişiminde rol oynayan kurumları, vatanı için ömrünü feda eden polisimizi, askerimizi hedef aldı. Ancak millet her zaman olduğu gibi birlik olmaktan geri kalmadı. Çünkü millete darbeye göğüs gerecek kadar cesur bir Cumhurbaşkanı önderlik etti. Evlerinde, dükkanlarında, tatilde herkes o çağrıyı bekliyormuş gibiydi. Gerçekleşen diğer darbelerde başta bulunanların aksine Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan milletten aldığı iradeyi, yetkiyi yalnızca millete iade edeceğini duruşuyla herkese gösterdi. O milletini sokağa, toplu alanlara, bu kalkışmaya karşı dik durmaya davet etti. Millet de Doğusundan Batısına; Kuzeyinden Güneyine her karış toprağında bu hain örgütün kalkışmasını engellemek için canını feda etmekten kaçınmadı. İstanbul’a ailesiyle tatile gelen Zonguldaklı İmam İbrahim kardeşimiz, ailesinin ‘Bu ülkeye 10 Adil feda olsun!’ dediği Gaziantepli Adil Abimiz, oğlu Abdullah Tayyip ile şehadet şerbetini içen, dava insanı Çorumlu Erol Abimiz, dünyaya aynı anda gelip yine aynı anda bu dünyadan göç eden Adanalı Ahmet ve Mehmet Kardeşlerimiz, köprüdeki hainleri durdurmak için en ön saflarda yürürken şehit olan Kastamonulu Ayşe Bacımız, kısa süre önce askerden dönen, hain kalkışmayı duyunca köprüye giderek ‘Eve erzak almaya değil, devlete sahip çıkmaya geldik!’ mesajını paylaştıktan sonra şehit düşen İstanbullu Batuhan kardeşimiz ve Zekai Paşa’nın, “Darbeci generali Vur!” emrini kahramanca, gözünü kırpmadan yerine getirdikten sonra 30 Kurşun ile şehit edilen Niğdeli Ömer Halisdemir’imiz ve daha niceleri… O gece şehit düşen, gazi olan, sokağa çıkan, tepkisini bir şekilde dile getiren tüm Türkiye hem o hainlere hem de tüm dünyaya şu mesajı vermiştir: “Biz ölsek de yaşasak da bu millet, bu devlet payidar kalacaktır!”
Bizler Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve kahraman şehitlerimize, gazilerimize teşekkürü borç bilir, haklarını ne yaparsak yapalım ödeyemeyiz! 15 Temmuz Gecesi, milletimize ecdadından miras kalan “Sahip Çıkma” düşüncesi yeniden alevlenmiştir. Bizler yüreği olan ve haydutların üzerine yürüyenleriz! Çıra bir kibritle tutuşur, odunlar önce ısınır sonra alevlenir! İşte bizler, birliğimizi, bütünlüğümüzü bozacak tüm güçlere karşı o alevler olmaya hazırız! Çünkü bizlerde ecdadın ruhu, ahfadın feryadı var. Çünkü her şeyden üstün namusumuz var! Bu vatan, bu millet bizlerin namusudur. Zamanında Sultan Alp Arslan, Fatih Sultan Mehmet Han, Mustafa Kemal Paşa ve onların ordularında bulunan nice ecdadımız nasıl çiğnetmediyse bizler de çiğnetmeyeceğiz! 15 Temmuz Milli birlik ve beraberlik günümüz kutlu olsun. Bu vesileyle geçmişten günümüze bu vatan, bu millet için canını feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize de minnetlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Allah birliğimizi ve beraberliğimizi daim etsin. Bizi bölmeye çalışanlara fırsat vermesin! Millet Eğilmez, Türkiye Yenilmez! Saygı ve hürmetlerimlerimle" ifadelerine yer verildi.