Didim Derneği öncülüğünde düzenlenen ve ilçedeki birçok siyasi parti, sendika, çevre örgütleri ile demokratik kitle örgütlerinin destek olduğu basın açıklamasına CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız, CHP Didim İlçe Başkanı Nurettin Koçak, CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Gülru Pere Uzman, Didim Derneği Başkanı Filiz Çelik Hekimoğlu, Aydın Çevre Derneği Başkanı Mehmet Vergili ile vatandaşlar katıldı. Açılan pankartlar önünde konuşan Didim Derneği Başkanı Hekimoğlu “Ülkemizde ‘Kalkınıyoruz, kalkınacağız’ söylemleri ile son dönemlerde başlayan doğal kaynakların “yatırım” aracı olarak kullanma süreçleri, ne yazık ki faaliyetlerin kaynakların çevreleri ile birlikte yok eden uygulamaları ile ivme kazanmaktadır. Ülkenin her yanında benzer uygulamaların kendini kopyalayarak çoğaldığına tanık oluyoruz. Yatırımcıyı, önce tarım alanlarımızda, verimli ovalarımızda gördük. Ardından onlara “kalkınma” adı altında yıllardır gürül gürül akan derelerimizi borulara hapsederken rastladık. Canlara yuva olan orman alanlarımızda gördük. Her yerde olmak onlara yetmedi. Kapılarımızı, “enerji üreteceğiz” diye çaldılar havamıza zehirlerini bırakıp etrafı çürük yumurta kokusu ile kapladılar. İncirlerimizi, zeytinlerimizi aldılar. Esen her rüzgarın cazibesine kapıldılar. Dağ bayır, orman, tarım alanı demeden arazilerimizi “Acele Kamulaştırıp” devasal rüzgar tribünlerini evlerimizin yanı başına geldiler. “Maden çıkaracağız” dediler, dünyanın en gözde doğal alanlarımıza daldılar; ekosistem değerlerini tehlikeye attılar… Havası, toprağı, suyu hiç fark etmedi. Yer üstü, yer altı fark etmedi. Her bir doğal değer için geldiler…Toprağımız, ormanlarımız, ovalarımız derken şimdi de denizimizi istiyorlar” dedi.

“BÜTÜNCÜL BİR YAKLAŞIM LAZIM”

Hekimoğlu konuşmasında Didim’i de içine alan Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı içinde barındırdığı doğal yaşam ile koruma altında olan bir değerlerden bahsederek “Bölge barındırdığı 804 bitki türü yönünden çok zengin olup 33 tanesi endemiktir, bunlardan 6 tanesi dünyada sadece bu bölgede yaşamaktadır. Alan bitki çeşitliliği nedeniyle Avrupa Konseyi tarafından Flora Biyogenetik Rezerv Alanı ilan edilmiştir. Milli Parkımız, 29 tür memeli ve 42 çeşit sürüngen ile çok sayıda canlıya ev sahipliliği yapmaktadır. Dünyanın en nadir 10 deniz memelisinden biri olan Akdeniz Foku, kıyılarımızda yaşamaktadır. Korunması Gerekli Türler listesinde olan Akdeniz Foku’nu korumak adına ülkemiz de imzacı olmuştur. Kurum, balık çiftliklerinin üretimlerinin lojistik ihtiyaçlarını Taşburun Balıkçı Barınağı’nı kullanarak planlaması nedeniyle Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca ön izin verilen projeler için karasal alan kullanımında Milli Park alanları ile koruma zonlarını kapsayan alanların olması nedeniyle uygulanmalarının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Dilek Yarımadası Milli Parkı, Büyük Menderes Deltası ve Karina Dalyanı güney kıyılarını kaplayan alanlarda kurulması planlanan üretim çiftlikleri için belirlenen bölgeler her ne kadar milli park ve mutlak koruma zonu dışında ama sınırında kalması nedeniyle deniz ekosisteminin korunması ve deniz suyu kalitesinin bozulmasının önlenmesi amacıyla bütüncül bir yaklaşımla milli parka, deltaya ve dalyana olması muhtemel toplam çevresel etkilerinin bilimsel bir çalışma ile belirlenmesinin önemine vurgu yapmaktadır. Şimdi tüm bu kurumların görüşüne rağmen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kıyılarımızda balık üretim çiftliklerinin kurulmasına “ÇED Olumludur” kararları veriyor. Yakın bir gelecekte “üretim yapmak” adına 1 değil, 3 değil, 10 değil onlarca işletme balık üretimi yapmak için kıyılarımıza geliyor. 4 farklı bölgede, ÇED Olumlu kararı verilen raporlarda yer alan bilgiler ışığında yaklaşık 3.000.000 metrekarelik alanda (300 hektar) 50 adet işletmenin üretim yapması beklenmektedir. Olta balıkçılığın yasak olduğu bölgede, 100.000 ton ürünün taşınmasında sakınca görmeyen anlayışı anlamakta zorlandığımızı belirtmek isteriz. Yatırım adı altında kıyılarımızın, denizlerimizin, koruma altında olan değerlerimizin talan edilmesinin önüne geçilmesi gerekiyor.” diye konuştu.

“OLTA BALIKÇILIĞI YASAK AMA ÜRETİM ÇİFTLİĞİ SERBEST”

Basın açıklamasında konuşan CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız ise “Olta balıkçılığı bile yasakken, bu kadar denizi kirleten ve doğayı yerle bir edecek olan bir yatırım buraya getirilmesi maalesef üzücüdür. Daha önce de biz burada mücadele etmiştik. Bu barınak aslında mevcut 80 yıldan beri Akköy ve Akyeniköy’ün yerel balıkçıların barınağıydı. Maalesef Tarım il müdürlüğü arkayı dolaşarak, yerel balıkçıların elinden alarak, üretici çiftliklere resmen planlayarak ona göre şartnamesini hazırlayarak ilk önce barınağın yönetimini çiftliklere devretti. Sonra ne oldu? Sonra ihale günü geldiğinde de yine salonunda olmasına rağmen, Tarım İl Müdürü kendi odasına bu şirketleri çağırarak, yani olmadan şartlarını imzaladılar” ifadelerini kullandı.

“İL TARIM MÜDÜRÜNÜ UYARDI: İHALEYİ DERHAL İPTAL ET”

Yıldız, “Bundan sonra ne olacak? Bundan sonra, işte bundan sonra bir felaket başlayacak. Burada tonlarca Çiftlik kurulacak ve mevcut da delta bölgesi dediğimiz bölgeye korkunç derecede bir katliam yaşayacağız. Üzülerek söylüyorum tarım il müdürlüğü bu şekilde arka dolaşarak bu şekilde bu organizasyonu yaptı. Ben burada özellikle Tarım İl Müdürü'ne seslenmek istiyorum. Az kaldı ilk seçimde gideceksiniz. Aklını başına al. Yani hemen derhal iptal etmen gerekiyor. Etmediğin takdirde seçimden sonra bunun bedelini ağır ödeyeceksin. Arka kapılarının arkasında bu firmalarla işbirliği yaparak Didim’in geleceğin yok edemezsin. Didim hepimize ait... Burada AK Partili, MHP yaşıyor, CHP siyasi partiler yani burada 120 bin kişi yaşıyor. Artı yazın 500 bine çıkıyor. Buraya ne için geliyor insanlar, havasına denizine geliyor. Peki biz kirlettikten sonra kim buraya gelecek? Bizden sonra gelen nesillere bırakacağız. Her şey para değil. O yüzden bu projeyi kesinlikle ve kesinlikle iptal edeceğiz. Burada özellikle mahkemelere sesleniyorum, duyarlı hakimlere sesleniyorum. Didim Derneği olarak müracaat ettiğinde yürütmeyi durdurma kararı verilsin ve bu projeden vazgeçilsin.” ifadelerine yer verdi.