Olay, sabah saatlerinde Karacasu’nun Esençay mahallesi Yukarı Esençay mevkiinde yaşandı. Sabah işe gitmek üzere arkadaşlarıyla anlaşan Orhan Çaka’nın (19) işe gitmemesi ve telefonlara da cevap vermemesi ile ortaya çıktı. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Gölhisar Meslek Yüksekokulu Tapu Kadastro Bölümü’nden 5 gün önce mezun olan ve sabah saman yüklemeye gitmeyen Orhan Çaka’nın arkadaşları eve kontrole geldi. Orhan Çaka’yı yatağında kanlar içinde bulan arkadaşları babası Ümit Çaka’yı da (50) yanında av tüfeği ile hareketsiz halde buldular. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptıkları kontrolde baba ve oğlunun öldüğü belirlendi.

OĞLUNU UYURKEN ÖLDÜRMÜŞ

Jandarma ekipleri olayın yaşandığı evin etrafında güvenlik önlemi alırken, Ümit Çaka’nın yazdığı intihar mektubuyla olayın detayları ortaya çıktı. Oğlunu uyurken ensesinden öldürdüğü tespit edilen Ümit Çaka’nın aynı tüfekle boğazından sıkarak intihar ettiği tespit edildi. Hazırladığı intihar mektubunu gece 02:18’de sosyal medya hesabından da paylaşan Ümit Çaka’nın eşiyle sürekli sorunlar yaşadığı ve eşinin bir süre önce evi terk ettiği öğrenildi. Cumhuriyet savcısının olay mahallinde incelemesini tamamlamasın ardından baba ve oğlunun cesetleri evden çıkarılarak otopsi için morga kaldırıldı.

‘OĞLUMU DA YANIMDA GÖTÜRÜYORUM’

Ümit Çaka yazdığı ve sosyal medyadan paylaştığı intihar mektubunda kimsenin yüzüne bakacak hali kalmadığını belirtip intiharından eşini sorumlu tuttu. Yıllardan beri kimsenin yüzüne bakamadığını aynı sorunları oğlunun yaşamaması için oğlunu da öldürdüğünü anlatan Çaka, bıraktığı mektupta, şunları kaydetti: “Daha önce de bırakıp gitti, şimdi de bırakıp gitti. Suçum bağırmak ve iki üç tokat atmak, kendi suçunu söylemiyor. Daha önce bazı dedikodular oldu ama hiç kimse ‘ben dedim’ diyen olmadı. Eşim de hep yalanladı. Beni yalanlarıyla kandırdı. İntihara sürükledi, benim başıma bir iş gelirse sorumlusu Birsel’dir. Köyden biri benim yüzüme karşı ‘senin hanım başkasıyla imam nikahlı’ dedi. İnsanların içine çıkamaz oldum. Oğlum Orhan Çaka da benim gibi erezil olmasın. Onun için yanımda götürüyorum, obalı günağı benim boynuma. Onlar gibi dengesiz insanların eline bırakamam.”

‘BENİ ÖLÜME SÜRÜKLEYEN EŞİM OLAN KADIN

Mektupta, “Barışmak için çok uğraşıyorum, ‘hayır’ diyor. Bir buçuk senedir yalnızım. Konuşacak arkadaş eş dos yok. Ben intihar etmeyeyim de kim intihar etsin. Sayın Cumhuriyet Başsavcım beni ölüme sürükleyen eşim olan kadın ve beni bu hale koyan insanlardır. Dayanacak gücüm yok yalnızlığa hanımsızlığa kaldıramıyom. Ben onu sevdiğim kadar kimseye sevmedim kıymet bilmedi benim intihar etmeme oğlanın da ölmesine sebep oldu. Ben kimsenin yüzüne bakamam. Kadınsız bir ev olmaz barışmaya yanaşmadı. Arkadaşlar benden yana hakķım helâl olsun, siz de helal edin. Bu saatten sonra ayrılmanın anlamı yok yaşamanın anlamı yok” ifadeleri yer aldı.

‘YILLARDIR DAYAK, GEÇİMSİZLİK VAR’


Olayın duyulmasının ardından bölgeye gelen Ümit Çaka’nın bacanağı Saim Şavk, Ümit Çaka’nın sürekli eşini dövdüğünü belirtip son dövdüğü günden buyana baldızının evine gitmediğini söyledi. Ümit Çaka’nın barışmak için sürekli araya insan soktuğunu kaydede Şavk, “25 yıldır dayak geçimsizlik devam ediyor. Kadın barışır mı? Oğlu daha dün akşam gelmişti eve. Geride bıraktığı mektuptaki iddialar da gerçeği yansıtmıyor. Hem ‘insan içine çıkacak yüz bırakmadı’ diyor, hem de barışmak için her yolu deniyor.” şeklinde konuştu.