Küresel ısınma sebebiyle dünya genelinde deniz seviyeleri de yükselmeye devam ederken, yükselen sular özellikle kıyı şehirlerini tehdit etmeye devam ediyor. Yapılan incelemelerin ardından dünya genelinde 22 şehrin 80 yıl içerisinde sular altında kalacağı öngörülürken, Aydın’da yaşayan 2 ortaokul öğrencisi bu öngörüden yola çıkarak yüzen şehir projesi geliştirdi. Dünya genelinde küresel ısınmaya karşı alternatif çözümler üretilmeye devam ederken, 2 öğrenci geliştirdikleri proje ile takdir topladı. Tüm enerjisini kendi kendine üretecek olan ve mahalle konsepti ile tasarlanan yüzen şehir projesi, insanlara güzel bir yaşam ortamı sunacak. Dünya genelinde 22 şehir ile beraber Türkiye’de de İstanbul’un tamamı İzmir’in ise yarısının sular altında kalacağının tahmin edilmesi üzerine harekete geçen Dr. Fevzi Mürüvet Uğuroğlu Ortaokulu öğrencisi Batıkan Yanıkoğlu ve Ege Berke Güneş, Danışman öğretmenleri Mesut Bursa ile birlikte hazırladıkları yüzen şehir projelerini tanıttı. Yüzen şehirde her türlü ihtiyacın rahatça karşılanabileceğini ifade eden Batıkan Yanıkoğlu, “Projenin amacı şu şekilde. 80 yıl içerisinde küresel ısınmanın etkisiyle buzullar erimesi dolayısıyla bazı şehirlerin sular altında kalacağı öngörülüyor. Bu dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de var. Dünyada 80 yıl içerisinde 22 şehrin sular altında kalma ihtimali var. Türkiye’de ise İstanbul’un tamamı ve İzmir’in ise yarısının sular altında kalabileceği düşünülüyor. Biz de bunun önüne geçmek adına böyle bir proje geliştirdik. Bu aslında bir mahalle. Örneğin İstanbul’un bir mahallesi sular altında kaldı diyelim. Bizim sistemimiz ile bu mahallede insanlar her türlü ihtiyacını karşılayacak. Bir mahallede olması gereken okul, işyeri gibi binalar var. Yani bir mahallede ne varsa yine o olacak. Bizim projemiz ile insanlar o mahallede yine aynı şekilde yaşamaya devam edebilecek sadece tek farkı suyun üstünde olacak. Petrol kullanılmayacak. Onun yerine güneş, dalga ve rüzgar enerjisi kullanılacak. Denizde çok fazla deprem yaşandığı için binaların hepsinde de raylı sistem olacak. Bu sistem ile de binalar yıkılmayacak. Yani güzel bir yaşam ortamı olacak. Ege ile beraber yaptık, beraber yürüttük. Yüzen şehirlerimiz olacak. Buradaki binalarda dalga, güneş ve rüzgar enerjisinden gereken enerji elde edilecek. Tuzlu su arıtma tesisi var. Tuz ve suyu arıtıyor. Tuzu gerekli olduğu kadar depolayabiliyor, geri kalanı boşaltıyor yemeklerde kullanabilmek için. Suyu da yeşillik alanları sulayabilmek için kullanabiliyoruz. Yağmurlama ve topraklama yöntemi ile sulamada kullanıyoruz” dedi. “Dalgadan kinetik enerji üretiyor” Projedeki önemli özelliklerinden bir tanesinin de dalga enerjisinin kullanılması olduğunu ifade eden Yanıkoğlu, “Bir öğretmenimiz benden yüzen şehir tasarlamamı istemişti. Konumuz oydu. Ben de bu projeyi geliştirdim. İlk başta kartondan yaptım projeyi fakat çok sade oldu ve istediğimi anlatamadım. Bu sebeple daha iyi anlatabilmek adına legolardan yaptım. Bu projeyi ilk düşündüğümde internet üzerinden araştırdım böyle bir şey var mı diye. Aslında benim düşündüğüm proje tarzında yok. Çünkü, dalga enerjisini benim geliştirdiğim şekilde kullanan yok. Araştırdığım projelerde dalga enerjisi var ama benim yaptığım gibi değil. Onlar da baraj gibi bir yerden suyu akıtarak kullanıyor. Ancak benimkinde ise direkt dalganın çarpması ile oluşan bir enerji. Yani dalgadan kinetik enerji üretiyor. Kendim tasarladım. Projenin tasarım ve yapım aşaması bölümü var. Yaklaşık 1 ay boyunca tasarımı yaptık daha sonra Ege ile birlikte yapım aşamasını gerçekleştirdik. Toplamda 2,5 ay içerisinde projemizi tamamladık” dedi.