Arslan, komisyonun mevcut yapısına itiraz ettiklerini belirterek, “Bugünkü sistem işçilerin aleyhine işliyor. Hükümetin masada bulunması doğru değil. Çünkü kamuda asgari ücretli neredeyse yok. Bu mesele özel sektörü ilgilendiriyor” dedi. Almanya’daki uygulamayı örnek gösteren Arslan, “Orada işçi ve işveren sendikaları masaya oturuyor. Hükümet sürecin içinde yer almıyor, sadece tarafların talep etmesi halinde bir hakem devreye giriyor. Türkiye’de de benzer bir sistem kurulmalı” ifadelerini kullandı.
“İşçi ve işveren belirlemeli”
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun daha demokratik ve katılımcı bir yapıya kavuşturulması gerektiğini vurgulayan Arslan, komisyonun sadece işçi ve işveren temsilcilerinden oluşması gerektiğini söyledi. Arslan, “Konfederasyonlar üye sayısı oranında temsil edilmeli, ortak bir sekreterlik kurulmalı ve komisyon yıl boyunca çalışmalı. Rakamın belirlenmesinde de net kriterler olmalı” dedi.
“Masada işçi olmayınca kaybeden işçi olacak”
TÜRK-İŞ’in komisyona katılmama kararını yinelediğini belirten Arslan, kendilerinin de aynı tutumu sergileyeceklerini açıkladı. Bu durumun ciddi bir boşluk yaratacağına işaret eden Arslan, “İşçi tarafı masada olmayınca, TİSK ile hükümet baş başa kalacak. O zaman işverenin istediği rakam gündeme gelecek. Bu da işçiler için büyük bir kayıp olur. Hükümet açısından da ağır bir sorumluluk doğurur” dedi.
Arslan, asgari ücretin önümüzdeki iki ay içinde belirleneceğini ancak işçi tarafının sürece katılmayacak olmasının kaosa yol açabileceğini söyleyerek, “Bu mesele yeterince gündeme getirilmiyor. Oysa işçiler için çok ciddi sonuçları olacak” uyarısında bulundu.